Sitedeki Yeriniz : Ana Sayfa » Haberler » Osmanlı şehzadesinin talihsiz kaderi

Osmanlı şehzadesinin talihsiz kaderi

 Fotoğraf


Osmanlı şehzadesinin talihsiz kaderi

MEHMET AVŞAR


Şehzade Ahmed Nuri, Sultan II. Abdülhamid ile eşi Bedriflek'in oğullarından biridir. 1878'de doğdu.

Çocuk çok yetenekliydi. Babası Sultan gibi o da iyi resim yapardı. Özellikle cam üzerine renkli resimlerde çok iyiydi. Öğretmeni İtalyan Salvatore Valeri'ydi. Babasının saltanatının 25. yıldönümünde Şehzade, kendisine bizzat boyadığı seyyar bir hamam hediye etti.
Ahmed Nuri doğası gereği çok sakin, duyarlı bir insandı, bu yüzden her zaman mutsuzdu.

AŞKI SEÇTİ

1900 yılında şehzade 22 yaşında evlendi. Babasının istediği gibi asil veya saraylı bir kıza değil, kendisinin seçtiği kızla evlendi. Abdülhamid, oğlunu çok severdi ve bu evliliğine karışmadı.
Seçtiği kişi Çerkes Ali İlyas'ın süvari binbaşısının kızı Fahriye Zishan Hanım idi.  Şehzade tesadüfen bu 17 yaşındaki kızı Şehzadebaşı'nda okuduğu okulda görmüş. Okulun müdürü abisiydi. Kız çok güzeldi. Ayrıca ailesi, şehzade'nin annesiyle arkadaştı.

TALİHSİZ BİR KAZA SONUCU HASTALIK

Sultan II. Abdülhamid  olağandışı bir olayın ardında oğlu kronik bir hastalığa yakalandığında, gelinini çok takdir etmeye başladı.
O ve oğlu, camiye gitmek için yola çıktıkları sırada arabaya binerken yoldan geçen biri şehzadenin karnına ağır bir paket attı. Şehzade korku içinde arabadan atladı. Bomba olduğunu düşündü. Ancak pakette yetim bir çocuk vardı.
Bu olaydan sonra Şehzade fıtık gelişti. Onu ameliyat ettiler ama faydasızdı. Tekrar ortaya çıktı. Şehzade hastayken her zaman karısı onunla yakından ilgilendi ve padişah bunun için ona altın madalya verdi.

ZOR GÜNLER

Şehzade ve karısı için ilk sınav, babasının 1909'da tahttan indirilmesiydi. Daha sonra ailenin bir kısmı, Sultan ile birlikte sürgüne gitti ve şehzade ve karısı başlarının üstünde bir çatı olmadan İstanbul'da kaldılar. Sonra Ahmed Nuri'nin ablası kurtarmaya geldi ve onu ve erkek kardeşi Selim'i sarayında yaşamaya davet etti.

Ahmed Nuri ve Fariyye Zishan'ın hiç çocukları olmadı ama yine de Şehzade Ahmet ikinci bir eş düşünmedi. Yine de  çift 1919'da ayrıldı, çünkü şehzade bazı davranışları karısının gururunu büyük ölçüde incitmişt.
Kız kardeşinin yanına taşındı ve 5 yıl boyunca neredeyse münzeviydiler. Ve 1924'te Osmanlı hanedanı ülkeden  sürgün edildi. İsteseydi İstanbul’da kalabiliyorken “Ben onun ekmeğini yedim” diyerek eşi Şehzade Ahmet ile gönüllü olarak sürgüne  onunla sürgüne, Fransa'ya, Nice'e gitti Fahriye hanım.

Sürgünde aç yaşam

Birlikte, Fahriye ölene kadar (1940'ta) Fransa'da 16 yıl daha yaşadı. Çok kötü yaşadılar. Şehzade'nin İstanbul'daki konağına el konuldu. Avrupa'ya gittiklerinde yanlarında sadece küçük bir miktar kişisel paraları vardı.
Orada Şehzade, kaderin iradesiyle, bir zamanlar hala Osmanlı İmparatorluğu'ndayken desteklediği bir Yunanlı tarafından büyük ölçüde yardım gördü. Aslen  Yunanlı olan bu  kişi, Şehzade'ye kelimenin tam anlamıyla yabancı bir ülkede hayatta kalmayı öğretti.
Şehzade'nin vatandaşlığı yoktu ve bu nedenle kimse ona askerlik mesleğinde iş teklif edemezdi. Sonuç olarak, Ahmed Nuri gerektiği gibi para kazandı   resim yaptı, bina tasarımının geliştirilmesinde yer aldı ve hatta tuvalet malzemeleri - el yapımı sabun sattı.

Hayatın sonu

Dünya Savaşı patlak verdiğinde işler daha da kötüleşti. Sonra şehzade bu şekilde para kazanamadı. İnsanlar için  resimler ve el yapımı sabunlar zaruri ihtiyaç kategorisine girmiyordu.
Sonuç olarak, iş bulamadı, Ağustos 1944'te Fransız Rivierası'ndaki Digne-les-Bains kentindeki bir parkta açlıktan ve hastalıktan öldü. Ve cebinde yürek burkan bir içeriğe sahip bir mektup vardı.

Yetim mezarlığına defnedildi. Şehzade 20 yıl sürgünde yaşadı. 66 yaşında öldü.


22:36, 10.12.2021

Haber Fotoğrafları


Haber Yorumları

DOĞU GÜNEŞİ GAZETESİ ARDAHAN'DA GÜNLÜK YAYIN YAPAN MÜSTAKİL VE SİYASİ BİR GAZETEDİR. İLETİŞİM; SAHİBİ VE GENEL YAYIN YÖNETMENİ MEMET AVŞAR; 05414757500