ÖZLEM
Kısır Dağın eteklerinde anemon
Hoçvanlı kızlar yaylaya çıkıyor.
Sevdam gelde göğsüme kon.
Sabrım kalmadı ömür bitiyor.
Ardahan’da kaldım bu yaz,
Gelene gidene, seni sorarım,
Gel ey sevdiğim gelde etme naz.
Of! iflah olmaz yüreğim, yanarım
Gözlerin mavi miydi yoksa yeşil
Otuz yıl oldu koskoca otuz yıl
Benden kalan yüzünde ki esil
Hala ilk gün ki gibi pırıl pırıl ?
Seni yitirdiğim yerdeyim
Elli yaşına girdim bu gün
Yoksun, yine sensiz evdeyim
Ve benim doğum günüm bu gün
Rus köprüsünde kelebekler
Muhteşem mi muhteşem
Ölüm ile dans ettiler ol melekler
Döküldü köprüye havadaki kurdeşen.
Mehmet Avşar
GÜNAH
Herkes kendi günahını taşır,
Kolayı görmez, zoru seçer,
Anlamaz hep kendiyle savaşır,
Beyaz dururken hep siyahı seçer.
CEHALET
Keşke bende becerebilsem düşünmemeyi,
Bırakabilsem kağıdı, kalemi,
Yalnızca sana sarsam aklımı,
İla da senin iklimininde sana,
Dinlesem buğday başaklarında,
Senin türkünü,
Gelebilsem, daha sesinden gün doğmadan,
Şafağın ilk ışıklarıyla düşsem yollarına,
Sonra kursam çilingir soframı bir köy çeşmesinde,
Son kasım çiçeği kurumadan,
Yalnızca sana;
Toplasam çiçeklerin bir cümlesini,
Bir bıraka bilsem sen hariç,
Bütün düşünmeleri.
M. Doğu Avşar
Herkes kendi günahını taşır,
Düz ovayı bırakır, yokuşu seçer,
Anı değil, zamanla yarışır,
Cenneti değil, cehennemi seçer.
Herkes kendi günahını taşır,
Ne olacaksın ne oldumun delisi,
Yarının teri bu gününkine bulaşır
Bu günün akılısı, dünün serserisi
Mehmet Doğu Avşar
14.10.2020
Seni çepere çıkartan ekmek,
Beni buraya getiren ekmek,
Aslan’ın ağzında, ekmek,
Ne diyorsun sen bu işe köpek?
MEHMET DOĞU AVŞAR
12.10.2020
Her hayır bir şerde gizlidir,
Her şer bir hayırda,
Her kes kaderini yaşar,
Bu inişli yokuşlu yolda.
Boşuna çırpınıp durma,
Üç kuruşsa nasibin,
Olmaz onbeş kuruş
Niye böyle diye sorma.
11.10.2020
Ava kaniya sahla xule xule,
Bırina dıle mın mezıne,
Aşe xırabe gunde mıne,
Ez dıkım bem ara meda çeme.
Hela mına çepe bırine,
Ware hela raste kes tınine,
Nızam çıma kele kinim,
İro ez pirr xemgîn im.
10.10.2020
O, güzel insanlardandı,
O, en güzel atlara binip gidenlerden.
Kıble rüzgarlarıyla gelen,
Sonbaharda bir yaprak gibi dökülen,
O, yerde ki karıncaya ulu bir nazarla bakan kadim geleneğin son çocuğu,
O, özel insan,
O, nesli tükenmekte olan,
Kelebeklerle akraba,
Uzun yaşamak haram.
Gelmesi, gitmesiyle kardaş,
Sevdalı bir kahraman,
Gülüşü başka,
Duruşu başka,
Herkes gibi değildi, elbet
Onun yarası başka,
Sabahın köründe kalkar,
Sesinde ki gizden, gün doğardı,
Dağ yamaçlarını bırakan anemonlar,
Onun bahçesinde gül açardı,
Onun hatırına, kan kırmızı.
Sert ve güçlüydü,
Ancak kelebek neslindendi,
Bir o kadar ince ve zarif,
Ve daha fazla kalamazdı,
Fıtrat;
İşte geldi işte gidecekti.
Ne kimseyi inciti,
Ne bir haram yedi,
Ne dünya ona doydu,
Ne biz, ne siz, ne onlar,
Tüy kadar hafif, ağrısız, zahmetsiz.
Ah! Güzel adam, vah! Güzel adam!
Bir daha yaratır mı? Bilmem,
Benim için seni,
Ol yüce Yaradan
Çalınır mı bir daha ağzıma, bir parmak bal gibi varlığı?
Yine olur muyum? Mesut ve bahtiyar ,
Yine olsa da kısa zaman,
Yine geçse de dünyada babam.
Mehmet Doğu Avşar
10.10.2020
ARDAHAN
Gittik Londra’ya ;
Derman aramaya,
Dediler ki:
‘Aradığınız şifa Ardahan balında oda bizde yok. ‘
Gittik Washington’a ;
Dedik ki,bir sandık yap bize çürümeyen cinsten olsun
Dediler ki;
‘O istediğiniz Göle çamından yapılır,
O da bizde yok. ‘
Gittik Paris’e ;
Dedik ki, bize bir sanat gösterin,
Buram buram Anadolu koksun,
Dediler ki;
‘O istediğiniz Damal Bebeklerindeki gizdedir. ‘
O da bizde yok. ‘
Gitik Madrid ‘e;
Dedik , öyle bir elma arıyoruzki içide dışı gibi kırmızı olsun.
Dediler ki;
‘O aradığınız Posof’da yetişir,
O da bizde yok. ‘
Gitik Roma’ya ;
Dedik, yarım saate bronzlaşmaya geldik,
Dediker ki;
‘O dediğiniz Çıldır Gölünde olur, o da bizde yok. ‘
Gitik Pekin’e;
Dedik, öyle bir kaz arıyoruz ki hem tüyü, hemde eti dilere destan olsun ,
Dediler ki;
‘O istediğiniz Hanak’ta yetişir ,
O da bizde yok
Gitik Moskova ‘ya;
Dedik bir kız arıyoruz, gözleri mavi, saçları saman sarısı olsun ‘
Dediler ki;
‘O aradığınız Hülya Avşar ‘dır. Hoçvan ‘da bulunur,o da bizde yok. ‘
Gittik dünyayı dolaştık durduk bir eşini daha bulamadık ey! güzel Vatan.
Ne güzel yaratmış meğer seni ol! Yüce yaradan!
Bir daha gelsem dünyaya, yine seni isterdim.
Seni ARDAHAN!
Mehmet Doğu Avşar (03,10,2020) İstanbul
En sevdiğim mintanım
Gün geldi parçalandı, sırtımda.
Şimdi bir el bezi oldu, mintanım
Yerleri temizliyor ayaklar altında
09.10.2020
Ne Guzel Sey Hatirlamak Seni
Kura nehrin köprüsünde
Ve yaşım kırkı geçmişken,
Sana tahtadan bişeyler oymalıyım
Nazım'ın memleketinden.
Seni düşündükçe cancağızım,
Gül bitiyor gül bitiyor, kadrajımda.
Çalışmak güzel şey,
Çalışmak, pasını alır demirin,
Çalışmak, huzurlu alınteri,
Çalışmak, güzel yarınlar için.
Çalışmak, kanatlarında zamanın,
İçine sinmesidir içilen bir çayın,
Çalışmak, alır götürür, kalbin kirini.
Sema Kavs-i mutalsam iksirini,
Çalışmak, gizemli hayal ülkesi,
Düşürür insanın içine bir karanfil,
Çalışmak, içimizdeki büyük sevda
İnce belini saran kemerdeki sırma
Çalışmak, sabahın köründe,
Beberekli çiftçilerden kalan öğreti,
Herşeyin en alasından biraz,
Ve babamdan kalan en büyük miras,
Mehmet Doğu Avşar (02.01.2021)
TREN
MEMET AVŞAR
İlk çiğdemle gel
Sonra bir düdük öttür,
Alem tren görsün,
“Ne var ki “ deme, “Ardahan’da”
Gözün seveyim, ne var? deme,
Kaybedip bulmaktan da güzel?
Bir el yağmurla dokunacak kadar omuzuna,
Bir ceylanın pınara inişi kadar güzel,
O, dünyada ki iki kapılı bir han
O, yüzümün çizgelerinde ki Ardahan!
İstediğinle çık yollara
Gitme hiç istemediğinle
Yürü! Hür mâviliğin bittiği son hadde kadar
Bir tren sesi duymaya hasret bırakma,
Ekilip, biçilecek topraklarda yüklenecek buğdaylar,
Çimentolar, demirler, tuğlalar,
Turistler gelecek masal diyarına,
Beni bunda mahrum bırakma.
Çok görme gözün seveyim,
Ardahan yolu benzer hem uzun,
hem de güzel bir masala!
Yan yana gidip de bir süre
Ayrı yönlerde uzaklaşan
Edirne’de, Ardahan’a
“Ardahan’a giderken,
Bir gece bir tren penceresinde
Saatlerce konuştum bir kızla." dedi biri
Ve tam sırasında tren düdüğünün
Unutulmuş topraklara ayak basmanın,
Ve tam sırası şimdi,
akşam tren raylarına yağmur yağmanın.
.
Güzel tren, garip tren?
Sesinde kara duman yükselir,
Düdüğün pek acı geldi,
Size bu akşamı hazırladım
Ayıp mı ettim ne dersin?
31.01.2021
Hülyalarımda gözü yaşlı yar,
Götürdüm bastona anlıma,
Ben yaşlı ruhlu çocuk ihtiyar,
Kalakaldım öyle yol ortasında,
Yordu beni kalbim ile aklım
arasındaki yokuş
beni bir o anlar, köyler arasında,
İsmi haritada silinmiş küskün Tokuş.
Ne hayatlar yeşerdi avucumda,
Dört nala koşan atlar sırtında,
Ne çocuklar büyüttüm, posta posta,
Hayatım kaydı gitti boşu boşuna.
Koca dünya, tek bir gülden vazgeçtim,
Bir tutam ot bile vermeyen çölden hayat,
Ben senin kuşunun kanatlarını mı yoldum?
Beni bir tek gün bile güldürmedin,
Bendim o, on beşinde babasız kalan,
Bendim, sancılı doğumlarda, tan atışında.
O eski adamlar şerefine yemin et,
Ben sana ne yaptım ey hayat.
Bir sonbahar günü, dökülen yaprak değil,
Saçları taze toprak kokan babam,
Bu erken gitmeler nedendir? Bu acelen ne?
Sen miydin gerçekten, bu dünyadan geçen?
03.02.2021