Otizmli İki Çocuğu İçin Hayatını Adadı: Hacer Erkan’ın Mücadelesi

Otizmli İki Çocuğu İçin Hayatını Adadı: Hacer Erkan’ın Mücadelesi


İstanbul’da yaşayan Hacer Erkan, biri otizmli diğeri zihinsel engelli ve kanserle mücadele eden iki çocuğu için hayatını adadı. Doktorların “en fazla 2-3 ay yaşar” dediği 14 yaşındaki İbrahim Ethem, annesinin kararlılığı sayesinde 4. evreden 1. evreye kadar inmeyi başardı. Otizmli oğlu Faruk’un eğitimine de büyük emek veren Erkan, tüm zorluklara rağmen mücadeleden asla vazgeçmiyor.

Mehmet Avşar/ SABAH

İstanbul – Esenyurt’ta yaşayan Hacer Erkan (40), biri otizmli ve aynı zamanda kanserle mücadele eden iki çocuğuna adadığı hayatıyla, örnek bir anne olarak herkese ilham veriyor. Eşinin fabrikada çalışması nedeniyle tüm yükü omuzlarına alan Erkan, bir an bile pes etmeden çocukları için var gücüyle mücadele ediyor.

Kanserle Gelen Zorlu Sınav

14 yaşındaki İbrahim Ethem Erkan, iki yıldır kanserle mücadele ediyor. Doktorların, “tedavi edilmezse en fazla 2-3 ay yaşar” dediği İbrahim Ethem, annesinin fedakârlığı ve bitmeyen umudu sayesinde 4. evreden 1. evreye kadar inmeyi başardı.

Hacer Erkan, oğlunun teşhisini ilk duyduğunda dünyasının başına yıkıldığını söylüyor:

“O an ne yapacağımı bilemedim. Ama hemen kendime geldim ve ‘Oğlum yaşayacak, onu kurtaracağım’ dedim. Kimseye kulak asmadım, sadece doktorlara güvendim. Tedavi süreci çok zor geçti ama Allah’a binlerce şükürler olsun, bugün o kötü günleri geride bırakıyoruz.”

Tedavi sürecinde birçok hastane değiştirdiklerini anlatan Erkan, oğlunun nüksettiğinde bile vazgeçmediğini vurguluyor. Kararlı mücadelesiyle, dördüncü evrede olan hastalığı ikinci evreye, ardından birinci evreye kadar düşürdüler.

“Bugün artık sona yaklaştık. Oğluma sadece birkaç ay ömür biçenler şimdi onun nasıl hayatta kaldığını şaşkınlıkla izliyor. Ama ben inanıyordum, hiç umudumu kaybetmedim. Bütün annelere sesleniyorum; çocuklarınız için mücadeleden asla vazgeçmeyin, umudunuzu kaybetmeyin.”

Otizmli Faruk’un Eğitim Mücadelesi

Ailenin büyük çocuğu 18 yaşındaki Faruk Erkan ise doğuştan otizmli. Onun eğitimi ve bakımı da Hacer Erkan’ın omuzlarında. Her gün Samyeli Engelsiz Yaşam ve Eğitim Vakfı tarafından evden alınarak eğitim kurumuna götürülüyor ve akşam tekrar ailesine teslim ediliyor.

Faruk’un sosyal hayattan kopmaması için elinden geleni yaptığını belirten anne Erkan, toplumun otizmli bireylere karşı bakış açısını eleştiriyor:

“Bazen toplu taşımaya binmekte zorlanıyoruz. Metrobüse binmek istediğimizde insanlar rahatsız oluyor gibi bakıyor. Ama bu beni ilgilendirmiyor. Ben çocuğum için her şeyi yaparım. Onların da sosyal hayatta var olma hakkı var.”

Otizmli çocukların eğitim, sosyal yaşam ve sağlık hizmetlerine erişiminin daha kolay olması gerektiğini söyleyen Erkan, yetkililere ve topluma da çağrıda bulunuyor:

“Onlar da bizim gibi insanlar, onların da hayalleri ve istekleri var. Özel çocuk olmaları, her şeyden mahrum kalmaları gerektiği anlamına gelmiyor. Ben, onların her şeylerini tamamlamak için çabalıyorum. Onlar mutlu olduğunda ben de mutlu oluyorum.”

“Ben Aç Kalırım, Yeter ki Çocuklarım Tok Olsun”

Hacer Erkan, iki çocuğu için hayatını adadığını söylüyor:

“Ben aç kalırım ama onların karnı tok olsun. Ben giymem ama onlar giysin. Onlar hasta olduğunda ben sabaha kadar başlarında beklerim. Ama üşenmiyorum, yorulmuyorum, çünkü Allah bana bu sabrı ve gücü verdi. Çocuklarımın hiçbir şeyden eksik kalmasını istemiyorum.”

Hacer Erkan’ın fedakârlıklarla dolu hikâyesi, sadece bir annenin çocukları için verdiği mücadeleyi değil, aynı zamanda toplumun özel gereksinimli bireylere karşı daha duyarlı olması gerektiğini de hatırlatıyor.