MESELE İNSAN OLABİLMEKTİR
Doğunun hala aklını başına almayışı ve de batının giderek daha da vahşileşmesi dünyayı sürekli yaşanılmaz hale getiriyor.
Ve insanlığın en büyük düşmanıdır. Doğunun cehaleti, batının ise kibri.
Doğu, zengin kadim kültürünü avantaja çevirmeyi başaramadı. İşin kolayına kaçıp cehaletle perdeledi. Oysa batıdaki adamın bihaber yaşadığı bu gelenek, görenek, örf ve adetler milyonlarca yıl önce deneme/ yanılma yoluyla süre gelmiş ve en sonunda mükemmel bir şekilde vücut bulmuş kadim bir kültür haline gelmiştir. Ve dünyanın bütün halklarına hizmet etmiş, insanlığın bir arada yaşamasına vesile olmuştur.
Bu gün dünya doğunun kadim kültür birikimini hoyratça kullandığı için tüketmiştir. Yerine hayata geçirdiği sanayi ve teknolojik değerler insan ırkına faydadan ziyade zararlar vermiş, insan ilişkileri pabuk ipliğine bağlanmıştır.
Dünya sürekli değişiyor , kendini yeniliyor, bilimi ve teknolojiyi elinde bulunduranlar dünya ya hükmediyorlar. Dünya değiştikçe, geliştikçe artılar hep onların hanelerine, eksiler ise değişmeyi, bilimi, sanatı red eden eğitimi küçümseyen ve enerjilerini daha çok hamaset nutukları atarak tüketenlerin hanelerine yazılıyor.
Ülkemizde ise bu durum 2 binli yıllara kadar sürdü. Bilim adamların, yazarların, şairlerin yılarca hapis yatmaları vede faili meçhuller cumhuriyet kurulduğundan beri bu topraklarda yaşanan kötü olaylardı.
Bir sağdan, bir soldan gencecik bedenler dar ağacında salandı. Yine insanlar ekmek için çıktıkları yolda kurşuna dizildiler.
Bu olaylardan biri şairin şiirinde şöyle ölümsüzleşti;
Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
Karşıyaka köyleri, obalarıyla
Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
Komşuyuz yaka yakaya
Birbirine karışır tavuklarımız
Bilmezlikten değil,
Fıkaralıktan
Pasaporta ısınmamış içimiz
Budur katlimize sebep suçumuz,
Gayrı eşkiyaya çıkar adımız
Kaçakçıya
Soyguncuya
Hayına...
Sakarya ‘daki olayın da Türklük veya Kürtlükle alakası yok elbette. Meselede doğu ile batının bir birine karşı olan ön yargılarının rolüde var. Yüce dinimizde ve kültürümüzde kadın ve çocukların toplumun ortak korumasında olduğunu doğuda yaşayan insanlarımız biliyor, ancak batıda yaşayan insanlarımızın bir kısmı sanayileşme sonucunda bir kültür erezyonuna uğradılar. Bu tür değerler onlar için çok geçmişte kaldı.
Ve tabi olarak bu toplumun içinde bu tür insanlıktan nasibini almayanlar çıkabiliyor. Öyle ki çalışmak için kapılarına gelen çocuk ve kadınlara saldırıp hakaret edebiliyorlar. Bu merhamet ve sevgiden yoksun kişilik bozukluğu yaşayan insanların batı ilerinde yaşayan halkımızı temsil etmeyeceği de ortadadır.
Halkımız her zaman anlında ter damlayan insanlarımızı ipek mendil ile karşılamıştır. Kaldı ki onlara dayak atmak akılarının ucunda bile geçmez.
Bunu yapanlar Anadolu insanı olabilme imkanı yoktur. Anadolu insanı kan ter içinde çalışan işçiye, emekçiye hep saygılı omuş onları evlerinin baş köşesinde misafir etmişler.
Bu olayın kesinlikle Türklük veya Kürtlükle alakası yok. Mesele insan olabilmektir. Yüce kitabımız Kuran -i Kerimde buyrulduğu gibi ‘ ne Arabın Acemde, nede Acemin Araptan üstünlüğü yoktur. Üstünlük takvada.
Tıpkı sapık bir öğtetmene kızıp okuları, sapık bir doktora kızıp, hastaneleri, sapık bir imama kızıp Camiileri kapatmayacağımız gibi, insanlıktan nasibini almamış olanlar yüzünde kardeşliğimizden vaz geçemeyiz. ve bu yüzden diyorum Kardes Kal Türkiye, ırkçılık yaparak ne Türk’e , nede Kürt’e kimse fayda sağlamaz. Kazanacak olan üst akıldır. Vahşi kapitalizmin oyununa gelmeyin Allah aşkına. Hepinize hayırlı pazarlar. Mehmet Avşar