Bir evde yaşlı ile çocuk yoksa bayram gelmiş neyime. .
Gençler işleri rast gittiğinde zanederler ki çok başarılı veya çok çalıştıkları içindir bütün güzel geliçmeler. Büyüklerin çocukları için gizliden gizliye yaptıkları dualarda saklıdır.
Yıl 1980 cunta kabus gibi tüm yurdun üstüne çökmüştü. Bende ilkokul sıralarında arkadaşlarımla siyaset tartışıyorum. Yaşım 7 veya sekiz.
Köyde muhtarlık seçimi var, ortalık çok gergin, köy ikiye bölünmüş. Bu durum benim yaştımdaki çocuklara kadar sirayet etmiş, ilkokul öğrencileri ikiye bölünmüştü. Ben bir tarafın lideriydim. Diğer tarafta ki öğrencilerle yalancı tabancalarla bir birimize ateş ediyorduk. Bu durum karşısında okul müdürü bile çaresiz kalmıştı.
Müdür bizim eve gitmiş rahmetli dedeme haber vermiş. Dedem bilge adamdı, köyün ileri geleni , kaanat önderlerindendi. Şu anda emekliliğin tadını kendi köyünde (Dedegül) çıkaran Bahattin hocayı beş yıl bizim evde misafir etmiş, bütün masraflarını dedem karşılamıştı. Bu olay bize ilkokul mezunu dedemin eğitim ve öğretime, öğretmene ne kadar değer verdiğini gösteriyordu. Ancak biz o yaşlarda bunu anlamıyorduk.
Neyse gel gelelim konumuza. Biz okulda kavga ederken birden evliya gibi adamın müdür ile birlikte kükremiş arslan gibi karşımızda durduğunu gördük, ben ve tüm çocuklar ellerimizde ki tabancaları yere atık. Zira dedem sade benim değil tüm köyün saygı duyduğu bir alim adamdı.
Dedemi o kadar sinirli ilk kez görüyordum.
Dedem,”demeki anarşist olacaksınız öyle mi? Sizler okuyasınız diye köye gelen öğretmenleri yıllardır misafir ediyorum, niye köyün haylazları okusun , cahil kalmasınlar, adam olsunlar diye. Yazıklar olsun size. “
Hepimiz utancımızdan başımızı yerden kaldıramıyorduk.
Dedem bizi bir sınıfa doldurdu, müdüre , “bunlar bayılana kadar döveceksin “dedi. Müdür o gün hepimize bir güzel dayak çekti. Dedem tüm oyuncak tabancarımızı okul bahçesinde yaktı.
O günden sonra ne ben ne arkadaşlarım dedemin yüzüne bir daha bakamadık. Zaten dedemde hastalandı bir daha da iyileşmedi kısa bir süre sonra hayatını kaybetti. (Paylaştığım resim ölmeden önce hastanede tanıştığı bir arkadaşıyla çekmiş. )
Dedem yelekli takım elbise giyerdi. Bende ona özenir babamda takım elbise aldırtırdım. Ben onu çok seviyordum dünyanın en güzel insanıydı benim için, o evde olduğu zaman evde bir bayram havası.
Beni anlayan çıkacak mı? Bilmem. Ancak bu hayatta öğrendiğim tek şey yaşlılarınız için ayrı ev değil, kaldığınız evin baş köşesini ayırın. Dedeler, nineler zamanlarını torunlarıyla geçirsinler. Bu iki kesimi birbirinde mahrum etmeyiniz. Unutmayınız ki İçinde yaşlı ve çocuğun olmadığı yuvada bir şeyler hep ters gider.
Onların olduğu yuvada boluk olur, bereket olur. Büyüklerinizin duaları, çocuklarınızın sevgisi üstünüzde olsun. Hayırlı bayramlar. Mehmet Avşar