Başkan Erdoğan’ın Amerika’ya gitmeden önce havaalanında MHP’nin af çıkışına karşı yaptığı açıklama çok mantıklı ve tam bir devlet adamına yakışır türde bir açıklamaydı.
Evet Devlet ancak kendisine karşı işlenen suçlardan dolayı affedici olabilir. İnsanların canını yakan, katiler, hırsızlar, tecavüzcüler, sapıklar, mafya bozuntuları ,
bu tür toplum düşmanı mahkum veya tutukluların afı neyin çözümü olabilir?
Yüce rabimiz kutsal kitabımızda açık bir şekilde demiyor mu? “ Bana kul hakıyla gelmeyin, herşeyi affederim ama kul hakkını affetmem “ diye belirt miyormu?
İnançlı bir insan olan Erdoğan ‘dan başka bir açıklama beklemek başta Ak partiye gönül verenlerin samimiyetlerinde şüphe duyarım.
Evet geçmişte bu hatalar yapıldı. Tarihe kara bir leke gibi geçen ‘ Rahşan ‘ afı diye geçen af toplumun vicdanını nasıl yaralamıştı bir hatırlayın.
O tarihte Cezalarda 10 yıl indirim öngören 4616 sayılı kanun 21 Aralık 2000 tarihinde TBMM'inde kabul edilmişti.
22 Aralık 2000 yılında ise Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmişti.
21.5.2002 tarihinde 4758 sayılı kanunla 4616 sayılı kanunda değişiklik yapılarak kanunun kapsamı genişletilmişiti. Ayrıca Anayasa Mahkemesi Madde 1 in (2) numaralı bendini, 6.11.2002 tarih ve 24928 sayılı R.G.'de yayımlanan 28.5.2002 gün ve K.2002/51 - E.2002/99 sayılı kararı ile de iptal etmişti.
Böylece yasanın kapsamı genişlemişti.
"9 Aralık 2000’de ölüm orucu eylemlerini sona erdirmek için başlatılan ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ndan 3 gün sonra (22 Aralık) 4616 sayılı ‘Şartla Salıverme ve Erteleme Yasası’ çıkarılmıştı.
Cezaevlerinde yer kalmadığı için çıkarılan af yasasının ardından 70 bin kişilik kapasitesi dolan cezaevlerinin nüfusu 40 bine kadar düşmüştü.
Ancak, 3 yılda mahkûm sayısı 20 bin artarak yeniden 64 bine çıktı.
Çünkü suç makineleri tekrar suç işlemeye devam etmiştiler. Ne kadar it, kopuk, katil, tecavüzcü, gaspçı varsa salıverilmişti. Düşünce suçluları hariç.
4616 sayılı Şartla Salıverme ve Erteleme Yasası 23 Nisan 1999 tarihinden önce işlenen suçları kapsıyordu. Yasa çıktıktan sonra ilk planda cezaevlerindeki 23 bini aşkın tutuklu ve hükümlü aftan yararlanarak tahliye oldu. Daha sonra Anayasa Mahkemesi'nin verdiği iptal kararlarıyla yasanın kapsamının genişlemesi sonucu cezaevinden tahliye olanların sayısı 45 bini buldu. Ancak affın sonuçları bununla sınırlı kalmadı. Suç tarihi 23 Nisan 1999'dan önce olmasına karşılık sonradan açılan ve yargılaması uzun süren davalarda affın etkisi hâlâ sürüyor."
Hala Türkiye toplumu o affın travmatik sonuçlarıyla cebelleşiyor. İnsanlara karşı işlenen suçların afını devletin üstlenmesi insan haklarına da aykırı.
Devlet ancak kendisine karşı işlenen suçlardan dolayı affedici olabilir.
Bu büyüklüğü vakti geldiğinde göstermek büyük devletlerin en belirgin özelikleridir.
Görüldüğü gibi yüce dinimizin emrettiği her şey akıl ve vicdan ile ne güzel bir ahenk içerisinde yolunu buluyor.
Ne zaman ki toplum olarak bu yolu seçersek işte o gün doğmamış çocuklarımıza altın tepside bir ülke armağan etmişiz demektir.
Gelecekteki cehennemde, cennete bu gün yaşayan insanların vicdanlarının derinliklerindeki gizdedir. Bilmem anlayabildim mi?
Mehmet Avşar