Yabancılar ucuza satar algısı Ardahanlı esnafı bitirme noktasına getirdi. Ardahanlı esnaftan alışveriş etmeyen Ardahan halkı genellikle il dışında gelen yabancı esnaflar da alışverişini yapmaktadır. Yabancı esnaf bir bilmecenin parçası olduklarında daha cazip gelmektedir. Eğitimsizlik ve bilinçsizlik halkın kendi bağrında çıkan esnafına mesafeli durmasına, yabancı esnafa hayranlık derecesinde yönelmesine yol açtı. Bu durum Ardahanlı olmayan esnafın yüzünü güldürürken, Ardahanlı esnafların çekini, senedini ödeyemez durumuna düşürdü.
Ardahanlı esnaflar isimlerinin saklı tutulması şartıyla gazetemize açıklama yaptılar hepsinin de ortak görüşü ‘Ardahanlılar genelde yabancıları tercih ediyorlar’ diyerek kendilerine ise hiç pay biçmemeleri. Ayrıca olayın vahametini ortaya koymakta. Esnaf, bununda sebebi Ardahan halkının yabancılara karşı sempati besliyor diyerek işin içinde çıkıyor olmaları, hâlbuki esnafında kendi halkına karşı sorumluluklarını yerine getirmediği bir gerçek, bu esnafın da bu toplumun türevi olduğu gerçeğini unutmamak gerekir. ‘ Hani herkes hak ettiğini yaşar’ söylemi tam da bunun için söylenmiştir.
ARDAHANLI ESNAF BORCUNU ÖDEYEMEZ DURUMA DÜŞTÜ
Bu eğitimsizliğin ve bilgisizliğin neticesinde Ardahan’ının esnafı zor durumda ve zor günler geçirmektedir. Ssk ve vergi borcu yükü altında inim inim inlemektedir. Her gün daha kötüye giden Ardahan’ın gidişatı da tekrar ilçe olacağına benziyor. Zira Ardahanlı iline sahip çıkmamakla beraber bindiği dalı da kestiğinin farkında değil.
Bir de üstüne üstlük büyük firmaların peşi sıra Ardahan’da büyük mağazalar açmaları ve serbest piyasa ekonomisinde ezilen küçük esnafın dramı.
‘Büyük alışveriş merkezleri küçük esnafı zora sokmuştur’ gerçeği kanayan bir yara haline gelmiştir.
Kaygı verici bu gelişme karşısında Ardahan esnafı ve bir an evvel halkın bilinçlendirilmesi gerekli hale gelmiştir. Özelikle STK’ lar tarafında toplantılar ve forumların yapılması gerekmektedir. Halkımız bilinçlendirilmeli dinimizin de emrettiği gibi ‘ caminin içi dururken caminin dışına yönelememelidirler’ bundan dolayı dır ki gün geçtikçe geriye giden Ardahan'ın gelişmesi için yeniden bir disiplin, yeniden bir arayış içine gidilmeli ve Ardahan’ın yerli ve milli esnafına, iş adamına sahip çıkılmalı. Ticaretimizi kendi esnafımızda yaparak paranın dışarıya kaçmasına izin verilmemeli. Zira bir yerin kalkınması ithalatla değil ihracatla mümkün,
Bu böyledir. Dünyanın her yerinde böyledir.
Avrupalı gurbetçilerimizin almış oldukları emekli maaşlarının ardında 6 ay maaş aldıkları ülkede ikamet etme şartı neden getirilmiş zannediyorsunuz.
Size söyleyeyim çünkü Avrupa’nın sahibi var. Ardahan’ın sahibi yok çünkü Ardahanlı Ardahan’a sahip çıkmıyor. Ardahanlının seçmiş olduğu belediye başkanı Erzurumlu, Karslı ve Karadenizli esnaf Ardahan’da ticaretini iyi koşullarda yapsın diye kapalı Pazar yapar. Hizmeti Ardahan’a değil komşu illere yapmayı kendilerine görev edinmişler. Her sene yapıp tekrar söktükleri yolları hizmet hanelerine kaydederken, halkın gerçekleri bilmediğini sanırlar.
BELEDİYELER VE STK'LAR HAREKETE GEÇMELİ
Ardahan’ın iliğinin elinde alınıp tekrar ilçe konumuna düşmesi uzak değildir.
Bu konuda en çok sorumluluk belediye başkanlarına ve de sivil toplum örgütleri ne düşmektedir. Bu konuda sivil toplum örgütleri halkı bilinçlendirmelidir. belediyelerse esnafına sahip çıkmalıdır. belediye başkanları bu konuda toplumu bilgilendirmeli. Yoksa bu kötü gidişatın sorumlusu kendileri olurlar.
esnafla yaptığımız bir sohbette esnaf, dükkanın tabelasını Kars'ta sipariş ettiğini ve aylardır hala tabelanın takılmadığından yakınmakta idi, ben de ‘’ neden Kars'a sipariş verdinde, Ardahan da vermedin’’ diye sorduğumda ise ‘Kars daha iyi yapar, daha ucuz yapar diye düşündük.
Ancak yanıldım. İşini iyi yapmadıklarını gördüm. Aylardır ben iş yerimin tabelasını bekliyorum hala takmadılar keşke Ardahanlı esnafa bu işi vermiş olsaydım ama işte biz toplum olarak bu konuda birbirimize güvensizlik besliyoruz. Ardahan esnafı da halkıda bir birine güvenmiyor esnafta birbirine karşı aynı duyarsızlığı göstermektedir böyle bir kördüğüm sarmalı içerisindeyiz’ ’dedi.
Ardahan esnafı ve halkı arasında bir güvensizlik problemi devam etmektedir. Ardahan’ın ilerlemesi büyümesi gelişmesi için Ardahan, halkıyla, esnaf leyla sivil toplum örgütleri ile ve seçtikleri belediye başkanları ile kendilerine çeki düzen vermeleri gerektiği açık seçik ortadadır. Ardahan’ı kurtaracak olan yine Ardahan halkıdır. Ardahan halkı kendi kendini Şikayet ettiklerinin de farkında değiller, aslında yine başkalarını şikayet ederlerken kendilerini de eleştirmiş oluyorlar.
Bindiği dalı kesen Ardahanlılar Ardahanlı esnafında alış veriş yapmalıdır. Böylece bindikleri dalı da kesmemiş olurlar. kendi bağırlarında yetişmiş olan esnafa sahip çıkmalıdırlar. Ardahan dışından gelip te Ardahan da esnaflık yapan yabancılar Ardahan da mecbur olmadıkları sürece bir iğne bile almamaktadırlar. Her ihtiyaçlarını kendi memleketlerinden temin etmekteler. Ardahan onlar için sadece kolay para kazanılan bir yer olarak görünüyor. Ardahanlılara karşı mağrur ve kibirlidirler. Zira Ardahan halkı çoğu zaman ekonomik sıkıntılar yüzünden almış oldukları halı, beyaz eşya, koltuk gibi ödeyemedikleri senetler için yalvar yakar vade uzatılmasını isterken bunları şişirilip kabarmalarına da sebep oluyorlar.
Ardahan’a hiç bir katma değer üretmeyen Ardahanlı olmayan esnaflar sadece kendi memleketlerine katma değer katmaktadır., bu durum sonucunda Ardahanlı esnafın sayısı hızla düşerken, yabancı esnaf sayısı hızla artmaktadır.
Evet geç olmadan hemen bir şeyler yapılmalı Orhan Atalay gibi bir vekile sahipken bu fırsatı değerlendirmeliyiz. Atalay istediğini koparan, gelmiş geçmiş siyasetçilerin içinde en iyisi. Ancak kendi partisinde ki komik halleri anlatamadan geçemeyeceğim. Ardahan ak parti il ve ilçe teşkilatlarında ve belediyelerinde hala fetöcu kalıntılar olduğunda Atalay’ın hizmetlerini sürekli yazdığımız için de bu beyler bize karşı cephe alıyorlar. Bu çelişkili durumda ak parti de buz dağını görünmeyen kısmında fetöcüların hala hüküm sürdüğünü bize gösteriyor. Ve Atalay yıllar önce ‘’fetö KCK dan daha tehlikelidir’ ’derken boşuna dememişti.