Akşam iftarından sonra şöyle bir Ardahan’ın cadde sokaklarını dolaşayım dedim, Ardahan akşamlarının o güzel havasını içime çekerek, sindire sindire akşam gezintisi yapıyordum. Gördüğüm olumsuzluklara bile aldırış etmek gelmedi içimde, mesela belediyenin yap boz haline getirdiği kaldırım taşlarını görmezden geldim, engelliler için yaptırdığı sarı çizgilerin yukarı doğru kalkık başlarına ayağım takılsa da aldırış etmedim, dedim ya Ardahan akşamları o kadar güzel ki kimsenin keyfimi bozmasına izin veremezdim. Ardahan’ın altı kaynak sularıyla donan atılmışken yüce yaradan tarafından, bunun idraki içinde olmayan belediyeyi eleştirsem ne olur, sanki yapacak mı her caddede ve de her parkta birer pınar, birer çeşme.
Abdullah Gül Parkını dolaşırken iyi hoş güzel park yapmışsın da içi neden boş. Şehrin son noktasına koyduğun lunapark burada yerini alması beklenirken, hangi akla mantıkla şehrin çıkışına doğru koymuşsun? Soruları da gelmiyor değil hani akıllara. Ama kendi kendime söz vermişim bir kere bu güzelim memleketin yüzü suyu hürmetine bunlarla canını sıkma diyorum. Kendi kendime. Bunlar bu gün var yarın yoklar, yarın daha güzel yöneticiler gelir belki, yarın daha iyi olur. Sonra kendi ütopyamla avunuyorum.
Neyse ki güzel şeyler de olmuyor değil memleketimde. Caddede rektör adayımız Şeref Kılıç’a rastlıyorum. Mütevazı, güler yüzlü, bizden biri halkla selamlaşıp etrafa yaydığı pozitif enerjiyle Ardahan’ın serin akşamlarına renk katıyor. Yanından geçerken selamlaştık.
Eee bundan ne var diyebilirsiniz değerli okuyucularım;
Tuhaf gelecek belki size ancak biz Ardahanlılar alışık değiliz caddede dolaşan bir rektör adayına, diğer 7, 8 aday daha var onları göremiyoruz caddelerde sokaklarda, tarlada toprakta bilmiyorum nerelerdedirler ama bu şehrin içerilerinde göremiyoruz. Zaten yılardır Arü’de rektörlük yapan Ramazan Korkmaz’ı Ardahanlıların yüzde doksanı tanımaz. Üniversiteyi Ardahan’dan koparıp uzaklara kurdurmanın mantalitesini kimseye anlatamamıştır hala.
Alışık değiliz çarşıda dolaşan bir belediye başkanına, ancak eski valimiz Seyfettin Azizoğl’una rastlardık sık sık akşamları cadde sokaklarda. Onun içinde bu gün bu değerli valimiz Erzurum gibi bir büyükşehrin valisi görevine getirilmiştir. Başarı halk temelidir. Halka rağmen başarılı olmak mümkün değildir. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Halkın içinde olmadığı bir oluşumun başarı şansı yoktur. Başarılı bir rektörün yolu halkını çok sevmesiyle ilintilidir. Başarılı bir idarecinin de, bir yöneticinin de ..
Onun için rektör adayı değerli hocalarıma seslenmek istiyorum;
Üniversitemizi Ardahan’la buluşturacaksanız, içinizde memleket aşkı ve meşki varsa, göreviniz boyunca sürekli seyahat halinde değil de , halkla iç içe olacaksanız, kampüse kapanmadan yerli sanayimiz hayvancılığın gelişmesi için elinizi taşın altına koyacaksanız, akademisyenlerimizle sürekli sahada ve araştırma halinde olacaksanız, öğrencilerinize teoriyi değil, pratiği öğretecekseniz buyurun aday olun. Yoksa Ardahan’ımızın kaybedecek zamanı yoktur, zira yeteri kadar zaman kaybetmiştir. Şimdi sıra üniversite şehir el ele kalkınma zamanıdır.
Bu donanım ve vizyon başta Şeref Hocam olmak üzere bütün rektör adaylarımızda olduğunu biliyorum. Bu yüzden hepsine cani gönülden başarılar diliyorum.