Tarihi yazanlar hiç şüphesiz ki yiğit insanlardır. Tabi ki yiğit derken kavgacı, savaşçı, zulümkar insanlardan bahsetmiyoruz, yiğitlikten bahsederken, haksızlıklar karşısından dik durabilen, boyun eğmeyen asil insanlardan bahsetmek istiyorum. Kız olsun erkek olsun fark etmez, insan yiğit olmalı, dünya gittikçe kirleniyor. İnsanlık kötü bir sona doğru gidiyor. İnsanı insan yapan değerlerden insanlık hızla uzaklaşıyor.
Birlikte bir coğrafya parçasını paylaşan insanlar, orayı kendilerine yurt etmişler. Ancak her nedense küresel oyun kurucular bu insanları rahat bırakmazlar. Onları bir birine düşürmek için akla gelmedik oyunlar yaparlar. önce onların en önemli değerlerini ellerinden alırlar. Örneğin yiğitliğini, dürüstlüğünü, mertliğini, bütün insani değerlerini elinden alırlar, bunun yerine kahpeliği, kalleşliği, adam satmayı ve hatta kadın ticaretini ellerine verirler. Bilimden, teknolojiden, sanattan, piyanodan, operadan uzak tutmak için ne gerekiyorsa onu yaparlar.
Destekler adı altından o ülkenin temel dinamiği olan çiftçisini önce tembelliğe alıştırırlar. Hak etmedikleri parayı ellerine tutuştururlar. Ekmeden – biçmeden hazır para görünürden iyi gelse de, gün geçtikçe nasıl tembel birer birey haline dönüştüklerini, kendileri bile fark etmeden kötü bir sonun başlangıcından kendilerini bulurlar.
O Kudüssün yiğit fatihi Selahattin-i Eyubi’nin yiğit, çalışkan torunları, genetiği ile oynanmış bire organizma gibi tanınmaz olurlar.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in “Aynada-ki
Yalan” isimli romanının başkahramanı Naci’nin arayış içerisinde olduğu bir dönemde kendisine “Senin anlayacağın iyi insanlar iyi atlara binip gitti” cevabı ver-ilir ve şöyle bir hikâye anlatılır: “Bir gün cins at meraklısı bir adam, cins atlarıyla meşhur bir yere gidiyor. Yıllarca önce oraya uğramış, sonra şöyle olmuş, böyle olmuş, bir daha gidememiş.
Tanıdıklarından kimi sorsa “Öldü!” cevabını alıyor. Ya şu ağa, ya bu ağa..? Göçtü..! Ya filan atın soyu, ya filan kısrağın dölü..? Kurudu…! Sonunda at meraklısına şu karşılığı veriyorlar: “Senin anlayacağın iyi insanlar iyi atlara binip gitti?
Evet… Geçtiğimiz şu birkaç senelik bir süreç, ahiren de şu geçtiğimiz bir ay içerisinde, soylu insanların soylu atlara binerek uzaklaştıkları bir dönem oldu. Kirli ve boğazına kadar pasağına batmış bu dünyada, didinen, çırpınan, mücadele eden, her türlü ızdırabı göğüsleyebilen adamlar kervanı, zirvedeki isimleriyle bu dünyayı terk ededursun, alttan kaynayan pınarlar hesabı, yerlerini doldurabilme mesuliyeti, emaneti devralması gereken bi-zlere, bir borç bakiyesi olarak kalakaldı.
“Öksüz yapı” ‘ları ustasından devralan “çırak” vasfımızla, onu sürdürmemeyi utanç bilerek Allah’a sığınır, bizleri de bir gün soylu atlarla uzaklaşan soylu adamlar zümresine katmasını yine O (c.c.)’ndan niyaz ederiz…
Son olarak, eski zaman insanını ararken, yine bir eski zaman Romancısı Yaşar Kemal’in şu sözleriyle yazımı notalamak isterim;
''O İYİ İNSANLAR,
O GÜZEL ATLARA
BİNİP ÇEKİP
GİTTİLER.
DEMİRİN
TUNCUNA,
İNSANIN PİÇİNE
KALDIK.''
Mehmet Doğu AVŞAR
www.dogugunesi.com
web.dogugunesi.gazetesi@hotmail.com