Ardahan Üniversite yüzünü orta Asya'ya çevirmiş bir eğitim kurumu. Nedeni ise Rektör Ramazan Korkmazın bir orta Asya hayranı oluşudur. Ataları gibi kımız içmeyi, ok atmayı, demiri yeniden eritip Ergenekonda yeniden çıkmayı hedefleyen biri olarak bilinir. Hal böyle iken Rektörün kuruyucu su olduğu Ünüversitenin de doğal olarak yüzü Kafkaslara ve orta Asya'ya dönük olması normaldir. Bu yüzdende batı ilmine biraz uzaktır.
Rektör Korkmazın Üniversitesinde bu günkü Türkiye mozaiğini oluşturan değerlere rastlamıyoruz ne yazık ki..
YÖK Başkanı Çetinsaya Ardahan’a ziyarette geldiğinde okulun sunumu yapılırken şöyle bir şey dikkatimi çekti, Üniversitenin kuruluşundaki eski Türklerin figürlerinden etkilenerek(koç başı filan) hazırladıklarını gördük. Tabi ki Türkiye mozaik bir ülkedir. Türkiye coğrafyası birçok milletin ortak emeğiyle, alın teriyle kurulmuş bir cumhuriyettir. Bu halklar kendilerini Türk milleti olarak tanımlarlar ama hiç bir zamanda aslını unutmazlar. Aslını inkar etmezler. Yani toplumsal bir mu tabak içerisindeler.
Türkiye’de bir Anadolu halkı yaşar ve bu halklar Türk oldukları kadar Kürt’ürler Kürt oldukları kadar da Türk’türler.
Aklını , fikrini, beynini eski Türklerle harcayan ve sürekli Türkçülüğü öne sunan bir Üniversite anlayışında acaba bilim ve teknolojide bahsedilebilir mi? Böyle bir anlayışın toplumsal barışımıza bir katkısı olur mu?
Bir akla vicdana veya bir mantığa sığar mı? bir ülkenin insanlarını diğerlerinden ayırmak veya bir insana yakışır mı?
Bütün bu sorulara sizlerden gelen cevapları duyar gibiyim ve alkışlıyorum. Allah'tan bu Ülkede çimento görevi gören birleştirici sağ duyulu insanlarımızın sayısı fazla.. Örnek olarak Ardahan Milletvekilimiz Orhan Atalay'ı gösterebiliriz, Türkiye'de ve dünyada Anadolu halklarının kardeşliği için nasıl çabaladığını bir bilseniz, Atalay'ı bu günden hemen Cumhurbaşkanı yapardınız. Bunun gibi nice isimsiz kahramanımız var.
AK Parti hükumetinin de bu kadar güçlenmesini böyle bir olguya bağlayabiliriz. Her kesi kucaklayan bir anlayışla yolla çıktıkları için bu kadar başarılı olmuşturlar. Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki, önemli görevlerde bulunanların hatta yapmak gibi şansları yoktur.
Görüyoruz işte Sadam'ı öldüren ABD, bu günde Sadamın intikamını alsın diye IŞİD’i desteklemekte... İşte böyle garip bir coğrafyada yaşıyoruz. zira biz sen- ben davasındaki oyuna çabuk düşüyoruz. Sadam ve Esad’ın hattaları ve bencillikleri milyonlarca masun insanın hayatına mal oldu. R.T. Erdoğan ‘’Ben milliyetçiliğin her türlüsünü ayaklarımın altına alıyorum’’demesi, her gün haberlerde duyduğumuz askerlerimizin şehit haberlerini artık şükürler olsun ki duymuyoruz.
İşte bu yüzde böyle hasas bir coğrafyada yaşadığımız içindir ki özelikle önemli görevlerden bulunan kişilerin hatta yapma lüksü yoktur. Yoksa sonuç felaket olur.