Kemal Sunal Felsefesi
Ağlayacak halimize güldük hep onun filmlerinde. Toplumdaki cehaleti, geri kalmışlığı, gelir adaletsizliğini, çarpık düzeni, insanın insana kulluğunu ve yozlaşan kültürümüzü öyle güzel gözler önüne serdi ki filmlerinde..Türkiye’de bir aile yok ki onun filmlerini defalarca izlemesin. Her insan mutlaka kendine bir rol biçmiştir onun filmlerinde.
Kimi o filmleri gülerek izler, kimisi ağlayarak..
O ne soldaydı, ne de sağda, o hep orta direk şabandı. Ahmet Kaya gibi ağlayan, Hoca Nasrettin gibi gülendi. O, Anadolu halkının ortak aklıydı.
Kemal Sunalın özel yaşantısı da sade ve gösterişten uzaktı,
Türk tiyatrocu, komedi oyuncusu, sinema sanatçısı ve yazar.
Türk sineması'nın büyük komedi oyuncusu ve sinema oyuncularından biri olarak kabul edilen Kemal Sunal, oynadığı rollerle Türk sinemasına yeni bir soluk getirdi. Çevirdiği filmlerde genellikle saf, şanslı, iyi yürekli karakterleri canlandırmıştır. Filmlerinin ilk gösterimlerinden yıllar sonra bile hala büyük bir ilgiyle izlenmesi olgusunu, yazmış olduğu bilimsel yüksek lisans tezinde sosyolojik olarak irdelemiştir.
Gençliği
İstanbul Küçükpazar semtinde doğan oyuncunun babası Migros'tan emekli Mustafa Sunal; annesi Saime Sunal'dır. Kemal Sunal'ın, Cemil Sunal ve Cengiz Sunal adında iki kardeşi vardır.
Sanatçı, ilkokulu Mimar Sinan İlkokulu'nda okudu, Vefa Lisesi'nden mezun oldu. Yüksek tahsiline Marmara Üniversitesi Gazetecilik bölümünde başladı. Öğrenimi sırasında Emayetaş Fabrikasında çalışmış, ayrıcaelektrikçide çıraklık yapmıştır. Vefa Lisesindeki felsefe hocası Belkıs Balkır'ın sanatçıyı Müşfik Kenter ile tanıştırmasının, Kemal Sunal'ın kariyerinde önemli yeri vardır.
Kariyeri
İlk Yıllar
1964 yılında Ankara Bando-Mızıka birliğinde askerliğini yaptı. Sanat hayatı, Vefa Lisesi'nde amatör olarak "Zoraki Tabip" adlı tiyatro oyunuyla başladı. İlk kez Kenterler Tiyatrosu'nda profesyonel oyuncu olarak çalıştıktan sonra uzun süre Ulvi Uraz Tiyatrosu'nda, kısa süre Ayfer Feray Tiyatrosu'nda, son olarak da Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda görev aldı. Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda oynadığı bir oyunda Ertem Eğilmez tarafından çok beğenildi ve böylece beyaz perdeye transfer oldu. İlk rolünü 1973 yılında Ertem Eğilmez'in yönettiği Tatlı Dillim adlı filmde uzun boyundan dolayı basketbolcu olarak aldı. Bunun ardından Ertem Eğilmez'in yönettiği kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya başladı
Kemal Sunal kendi ağzında, ilk yıllarını ve komediye yönelişini şu sözlerle dile getiriyor;
"Nasıl oldu bilmem, ben kendimi sahici bir sahnede seyircilerin arasında buldum. Ses Tiyatrosu'ndaki ilk rolüm çok kısaydı. Üç dakika sahnede ya kalıyor ya kalmıyordum. Öyle pek bir şey söylediğimi de hatırlamıyorum. Sahnenin bir ucundan girip öbür ucundan çıkıyordum. Ne yaptığımı da pek hatırlamıyorum; ama seyirci kahkahadan kırılıyor. Bu da benim hoşuma gitmişti. Bildiğiniz gibi o gün bugündür insanları güldürmeyi seviyorum."
Ustalık
Türk sinemasında başta İnek Şaban tiplemesi olmak üzere canlandırdığı pek çok tiple sevenlerinin kalbinde taht kuran Kemal Sunal, 7'den 70'e herkesin sevgisini kazandı. İnek Şaban'ın sevilmesi ile birlikte Kemal Sunal, birçok filmde "Şaban" adlı karakteri canlandırmıştır.
1974 yılında evlendi. Ali ve Ezo adlarında biri kız diğeri erkek iki çocuğu oldu. 1977'de Antalya Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Sunal, oyunculuğu ve özellikle değişik tiplemesiyle Türk sinemasında komedi oyunculuğuna yeni bir soluk getirdi. 1990'lı yıllardan itibaren filmleri kesintisiz olarak televizyonlarda yayımlanmaya başlandı; ama kendisi bu gösterimlerden hiç para almadı.
Yüksek lisans
12 Eylül öncesi dönemde yarım bıraktığı üniversiteyi, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü'nden mezun olarak 1995 yılında bitirdi ve ardından yüksek lisans yaptı. Tamamlanmasından sonra Tv ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü adıyla kitap olarak basılan yüksek lisans tezinde kendi filmlerinin sosyolojik incelemesini yaparak iktidarların sanat alanına yaptıkları ideolojik müdahaleyi irdeledi.
Ölümü ve son yılları
Hayatı boyunca toplam 82 filmde rol aldı. 3 Temmuz 2000 tarihinde Balalayka adlı filmin çekimlerine başlamak için Trabzon'a gitmek üzere bindiği uçakta kalkıştan hemen önce geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. İstanbul'daki Zincirlikuyu Mezarlığı'nda defnedilmiştir. 2009 yılında Kemal Sunal ile anılarını anlatan Zeki Alasya, ölümünde korkularının kalp krizi geçirmesinde önemli etken olduğunu belirtti. Zeki Alasya ne kadar bazı şeylerden korksa da belli etmezdi, çok kibar bir adamdı yorumunu yapmıştır.
Hakkındaki görüşler
Kemal Sunal, hem yüzünün fizik yapısı hem de mimik ve jestleriyle Fransız komedyen ve şarkıcı Fernandel'e benzetilirdi. Fernandel 1930'lu yıllardan 1960'lı yıllara kadar tıpkı onun gibi sayısız komedi filmi çevirmişti. Kendisiyle yapılan bir röportajda Sunal, kendisi için 'at suratlı' gibi benzetmeler bile yapıldığını, ama en çok Zeki Müren'in kendisini 'Fernandel'le Jean-Paul Belmondo karışımı' diye tanımlamasının hoşuna gittiğini belirtmişti.
"Ben Kemal Sunal hayranıyım, filmlerini bıkmadan izliyorum. Muhteşem bir oyuncu."
–Bülent Ecevit
"Varlığı yokluğu belli olmazdı, ama yönetmen ’motor’ dediği an, karşımızda devleşen bir aktör olurdu."
–Emel Sayın
"Kemal Sunal, filmlerinde genellikle, haklının haksıza, güçsüzün güçlüye karşı mücadelesini temsil eden büyük komedi ustasıydı."
–Altan Öymen
"Türk sinemasının usta sıfatına layık oyunculardan biri olan Sayın Sunal, çizdiği kompozisyonlarla hafızalarda önemli bir yere sahiptir."
–Murat Sökmenoğlu
"...çok takdir ettiğim, çok beğendiğim, hakikaten Türk sinemasına damgasını vurmuş, halkın sevgisini kazanmış, gönlüne girmiş olan çok büyük bir sanatçıydı."
–Göksel Arsoy
Kişiliği
Sanatçı kendi profilinin, oynadığı karakterlere göre farklı olduğunu şu sözlerle belirtiyor; "Ben özel hayatımda çok az konuşan, çok soğuk bir adamım" ve aynı zamanda iş ve ev yaşamında titiz olduğunu belirtiyor.
Filmografi
Hayatı boyunca 82 filmde rol almıştır. İlk filmi yardımcı rolde Tatlı Dillim (1972) ile başlamış, Salako (1974) filminde başrol oynamıştır. En son filmi Propaganda (1999) olmuştur. 1977 yılında Kapıcılar Kralı rollünde Altın Portakal Ödülüne layık görülmüştür.
Kemal Sunal, 2000 yılında yönetmenliğini Ali Özgentürk'ün yapacağı Balalayka filminin başrolünü (Necati rolü) oynayacaktı. Ancak çekimlerin yapılacağı Trabzon'a giden uçakta kalp krizi geçirerek ölünce bu rolü Uğur Yücel üstlendi. Kemal Sunal'ın uçak korkusu vardı ve bu nedenle o zamana kadar hiç uçağa binmemişti. Ölümüyle sonuçlanacak bu yolculuğa da güçlükle ikna edilmişti