Adam evinde keyifle çayını yudumlarken birden oğlu büyük bir sevinçle içeri girer,’’ Baba müjde getirdim sana’’ der. Sonra devam eder, ‘’Düşmanımızın oğlu öldü’’ diye sevinçle çığlık atar. Babanın iştahı kaçar biraz önce keyifle içtiği çayını masaya bırakır. Ah! Geri zekalı oğlum diye devam eder, ‘’Benim böyle bir habere sevineceğimi mi düşündün, ölüm bu , bu gün onun kapısında yarın benin kapımdadır böyle bir hadiseye sevinilmez. Sen bana, evlerine kavga düşmüş, kardeş kardeşi öldürüyor, ikilik girmiş aralarına, birlik beraberlikleri bozulmuş, bir birlerinde ayrılıyorlar.’’diye bir haber getir ki ben o zaman sevineyim a akılsız oğul.’’ der.
Bunu niye mi? anlatım, anlayan anladı hemen, çünkü sizlerde benim gibi düşündüğünüzden eminim, sağcı olun, solcu olun, İslamcı olun fark etmez, Nazım’ın dediği gibi,
Dört nala gelip uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim
Bilekler kan içinde
Dişler kenetli
Ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim
Kapansın el kapıları
Bir daha açılmasın
Yok edin insanin insana kulluğunu
Bu davet bizim
Yasamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim
Hangi düşüncede olursak olalım beğendik değil mi bu şiiri.Oynanan oyun büyük bizi içerde çökertmeye çalışıyorlar, içimize kurt düşürüyorlar, içimizi içten içe kemirsin diye.. Bu Anadolu halkı ki, ihanet edenin dışında bütün evlatlarını bağrına basmıştır. Bir tek ihaneti bağışlamadı, bundan sonrada bağışlamaz. Ülkeyi soyup soğana çevirenler elbette bu halka hesap verecekler, yetim hakkı yemenin ne olduğunu bu devletin yetkili organları onlara gösterecek ve göstermelidir. Ancak bu yetkili organlar bunu yaparken, dışarıda uzanan ellerin işaret parmağına göre hareket etmemeli. Bu yüce halkın vicdanını rahatlatacak kararlara imza atmalıdırlar.
Recep T. Erdoğan, bu halkın kahramanıdır, sadece Başbakanı değildir. Bu bu halkın başına gelen en iyi şeydir. Uzun bir zamandan sonra ilk kez dışarıda müdahale olmadan ilk kez kendi kendimiz yönetiyoruz. İlk kez IMF’ye borcumuz yok, ilk kez adam yerine konulduk, ilk kez kendi sorunlarımızı kendimiz çözmeye başladık ve bu yüzden korkmaya başladılar çünkü artık eskisi gibi at oynatamıyorlar Anadolu’da...
Muhalefete acıyorum bu meselle başka bir şeye benzemez ilk kez Erdoğan’ın sayesinde tam bağımsız Türkiye’de çocuklarımızı özgürce yetiştirebileceğiz ama nerde ana muhalefet liderimiz bir büyük elçinin ayağına gidiyor. Üstelik bu büyük elçinin hasma ne tutum ve beyanları açık seçik ortadayken yazık yazık başka bir şey demiyorum ülkemin muhalefetine, Bir tek BDP’yi kutluyorum, bir tek onlar olan bitenin farkındalar. Erdoğan’ı sevmeseler bile düşmana yedirtmiyorlar. Ülkemize tuzak kurmuyorlar. Kurtuluş savaşı verdiğimiz şu günlerde yine ön saflarda onlar. Bu bizim son kurtuluş savaşımız ya kazanacağız sonsuza dek özgür bir ülke olacağız, yada kaybedeceğiz sonsuza dek başkasının himayesinde olacağız.. Karar hepimizin.
Son olarak güzel bir türkümüzün bir mısrasıyla noktalamak istiyorum;
Dağ bizim, maral bizim, avcı buralarda ne gezer..