Ali Karagöz
Şeytan Kalesi Bu yalnızlık coğrafyası soğuğun hakimiyetine rağmen, devletler arasında hep hakimiyet mücadelesinin uç noktası olarak kalmıştır. Gelen her medeniyet burada kendi eserlerini bırakmıştır. Çıldır’ın iki km uzağında bulunan “ŞEYTAN KALESİ” Anadolu’da ki kalelerden çok farklıdır. Kaleler genelde bir dağın üzerinde kurulmuş, şehirler etrafında büyümüştür. Bazı yerlerde şehir surlar içine alınmıştır. Şeytan Kalesi ise bunlardan çok farklıdır. Kalenin etrafı dağlarla çevrili, yüksek dağların kuşattığı daracık vadinin içindeki çukurda kalan bir tepeye kurulmuştur. Küçük tepeciğinde etrafından çay geçmektedir. Kaleyi yapan ne amaçla yapmış bilinmez ama görülen o ki kale hudutları savunma amaçlı olarak yapılmışa benziyor. Etrafında her hangi bir yerleşim yeri yok. Olması da zaten imkansız çünkü yerleşime müsait bir alan yok. Kralın Kızının Hazineleri Bu kalenin etrafında şekillenen birde efsane var, dilden dile dolaşıp durur buralarda. Bu kaleye benzer özelliklerde iki kalede Gürcistan sınırları içinde bulunmaktadır. Bu yörede yaşayan krallardan birinin kızı hastalanır. Tüm çabalara rağmen kurtarılamaz. Ölüm herkes gibi onu da yanına alır. Kızını çok seven kral onu üç kaleden birine eşyaları ve altınları ile gömmek ister. Askerleri içerisinde bir gurup asker seçer üç kaleden birine gömmelerini ister. Geceleyin yola çıkan askerler üç kaleye de mezar kazarlar ve bu kalelerden birinin içine kızı gömüp, kralın yanına dönerler. Kral onlara “Sizden başkası kızımın nereye gömüldüğünü biliyor mu?” diye sorar. “ Hayır “ cevabını alır. Bunun üzerine kızının hangi kaleye gömüldüğünü kimsenin bilmemesi için kızını gömmeye giden bütün askerlerini öldürtür. Kim bilir beklide “Şeytan Kalesinde“ büyük bir hazine var.