Misafir
Ben sende konaklarken,
Sen küçücük bir beden idin.
Her gün bir arpa boyu büyürken,
Ben durup düşündüm
Bu misafirliğin nereye varacağını.
Aynalarda gördüm ilk defa seni;
Saçlarını rüzgâra bırakmak bana ne iyi gelirdi.
Ben,
Gözlerinle seyrettim dünyanın mavisini,
Kulaklarınla duydum sesini hayatın.
Kaşlarınla çizdim
Sevincin de öfkenin de haritasını.
Burnunla aldım
Kokuların en vakurunu, misk-i amberi.
Dişinle bölüştüm lokmayı,
Damağınla tattım
Lezzetlerin bir cümlesini.
Dilinle konuştum,
Ellerinle yokladım hayatı.
Kollarınla sarıldım
En çok da gitmesin istediklerime.
Kalbinle sevdim dünyevi işleri
Ayaklarınla yürüdüm toprağı
Kırları, kasabaları, köyleri.
Sendeyken tanıdım yaradanı.
Ve şimdi…
“Misafirlik bitti,” diyorsun.
Bu karakışta, bu zifiri karanlıkta.
Sen olmadan ben işe yararım.
Ey dünyalı…
Senin varacağın bir toprak var.
Ya ot olursun, ya çiçek,
Peki ya ben?
Ben yola koyulunca
Hangi kapıya varırım,
Bir daha yeniden ,
Hangi tende konaklarım,
Nereye giderim…
Bilmiyorum.
Mehmet Avşar