66 YILDIR GÜNLÜK TUTUYOR
Ardahan merkez Akyaka (Koduzkara) köyünde yaşayan Halim Ayran 66 yıldır günlük tutuyor. 1958 yılında evlendiği günlüğü kaybetmiş, diğer bütün günlükleri kilitli sandıkta özenle saklıyor. Kimlik cüzdanında doğum tarihi 1933 yazsa da daha da yaşlı olduğunu belirten Ayran, ben nisan çocuğuyum” diyor bunu da kendisine süt annesinin söylediğini bunun dışında kesin bilgiye sahip olmadığını belirtiyor. Okuma yazmayı ise askerden önce okula giden komşu çocuklarından öğrendiğini belirti.
Memet Avşar
Askerlik dışında köy dışına çıkmadığını anlatan 88 yaşındaki Halim Ayran, 1954 yılında askere gitmiş, iki yıl askerlik yapmış.
İlk günlük tutuğu günü askerlik arkadaşının vesilesiyle tutuğunu belirten Ayran, askerlik arkadaşının o günkü koşularına göre yanında fazla para taşıdığında bu paranın saklanmasını kendisinden istediğini belirten Halim Ayran bu vesile ile nasıl günlük tutuğunun serüvenini gazetemiz muhabirine şöyle anlatıyor, Ayran, “ 14.07.1954 yılında Ardahan’dan Kütahya’da ki acemi birliğine teslim oldum. Orada bir arkadaşla tanıştım. Arkadaşım bana yanında çok para olduğunu kendisinin saklayamadığını benim saklamamı istedi. Bende arkadaş sende asker bende askerim senin paranı nasıl saklayacağım dedim, ‘yok ‘dedi ‘ben çavuşlara güvenmiyorum sana güveniyorum sen sakla’ dedi.
Bende o parayı aldım götürdüm onun adına bankaya yatırdım. Bankada bir kağıt verdiler, o kağıt hala yanımdadır, saklıyorum. O gün bu olayı günlüğüme yazdım, ondan sonrada sürekli günlük tutmaya başladım.”
ARDAHAN’I KÖPRÜSÜNDE BİRDE KALESİNDE TANIRIM
Halim Ayran usta birliğinde radar yaptığını ancak radarın ne olduğunu bilmediğini komutanıyla arasında şöyle bir konuşma geçtiğini belirterek böylece radarın ne olduğunu öğrendiğini de şöyle anlatı, “Dedim ki komutanım biz bu radarı yapıyoruz ama ne olduğunu bilmiyorum. Ben dedeme dede sen askerde ne yaptın diye sorduğumda dedemiz, ‘ben askerde Yunanlıları denize döktüm.’diyordu. ben köye döndüğümde sorarlarsa sen askerde ne yaptın ben soranlara ne anlatacağım, komutan dedi ki ‘tamam oğlum sen nerelisin ?’ ben dedim ki ben Kars- Ardahanlıyım, peki dedi sen Ardahan’a gidersen Ardahan’ı tanır mısın? Bende dedim ki tabiiki tanırım nasıl? Dedi bende kalesi ve köprüsünden tanırım dedim.
Dedi ki peki sen nerede oturuyorsun, dedim ki koduzkara köyünde oturuyorum, bu kalenin kapı tarafı batıya bakar batıya taraf bizim köyümüzle arasında ki mesafe yaya olarak iki saat çekiyor. Tamam dedi bizim köyün dağını da gösterdi hafifte yağmur yağıyordu. ‘Burası mı? ‘Dedi, burası dedim komutanım,’ işte bu alet dedi havada giden uçaklara yolu gösteren alettir, denizde giden vapurlara yolu gösterir, yolunu şaşıran kaptana yol gösterir.’ Böylece 1956 yılın yedinci ayın 14’de terhis oldum.”
“KÖYE DÖNDÜKTEN SONRA GÜNLÜK TUTMAYA DEVAM ETTİM”
Terhis olup köyüne döndükten sonra günlük tutmaya devam ettiğini belirten Ayran sözlerini şöyle sürdürdü, “ Köye döndükten sonrada günlük tutmaya devam ettim. Yine rutin işlerimiz olan çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşmaya devam ettim. Günlük hayata yaşanan olayların günlüğünü tutum, Köyde ağa öldü onu yazdım, hizmetkar öldü onu yazdım, düğün oldu onu yazdım, komşunu oğlu, kızı evlendi onu yazdım, köye gelen yabancıları yazdım hiç aksamada günlük tutmaya devam ettim.”
GÜNLÜKLERİNİN İÇİNDE BİR TEK KENDİ DÜĞÜN GÜNLÜĞÜNÜ KAYBETMİŞ
Günlüklerinin içinde 1963 yılına ait takvimi kaybettiğini bunun içinde düğün anılarının yazmış olduğu notlar olduğunda çok üzüldüğünü belirten Ayran, sözlerinin şöyle tamamladı, “Ben 58’de evlendim evlendiğim günü tutuğum günlüğü yaylaya giderken düşürmüşüm, sağ olsun Allah rahmet etsin bizim komşumuzun oğlu buluyor oda alıp sayfaları tek tek yırtıyor. Bana da dedi ki git yollarda toplarsın. O gün çok üzülmüştüm.”