MEMET AVŞAR- İstanbul’da yaşayan ve çeşitli mesleklerde emekli Ardahan , Artvin ve Şavşatlı şairler, çocukluk yıllarındaki gelenekleri sosyal medyadaki atışmalarla ilgi odağı oldular.
Yaşları 60’ın üstündeki şairler günlük hayata da bir birinin arkadaşı ve dostu. Eskide çiftçiler öküzlerle tarla sürdüklerinde öküzlerin boyunduruğunda oturan ‘Hodak’ adı verilen ergenlerin bir birine sataşarak retorik olarak icra etikleri bu sanat dalının da son temsilcileri bu yaşlı amcalar.
Her ne kadar hayat onları memleketlerinde uzağa savursada çocukluk ve gençliklerinde ki o güzel geleneklerin deki özlemlerini hala yaşatmaya çalışıyorlar. Bu gün hepsi emekli olan ihtiyar delikanlıların arasında, öğretmen de var, esnafta , çiftçide var, profesör de var. Doktor da var, işçide, bakanda var, belediye başkanıda.
Bu gün ayrı şehirlerde yaşasalarda, zaman zaman sosyal medya üzerinde buluşarak bir biriyle atışan şairlerin son günlerdeki en popüler bazı sözleri şöyle;
Emekli öğretmen Mümtaz Temiz sayfasında,
“Bu iki canım arkadaşım benim yokluğumda WhatsApp ta bana sataşmışlar. Sağolsunlar. Tabii ben de boş bırakmadım. Buyurun : (şiirler yöresel ağızla yazılmıştır.)
Hasan Torun ;
Sesi getmiş otamiyer
Dişlar düşmiş yutamiyer
Vida gevşek tutamiyer
Bezladacam san na dersın?
Yalcin Temiz ;
Açılur mi sami durtsan
Boğozuna krem surtsan
Yatağ sarip yorğan ortsan
Bezlat getsin ben na derim
Hasan Torun ;
Biyerına koymiş kına
Bulaşmasın ola sana
Gâl guleşağ diyer bena
Ğizladacam san na dersın?
Yalcin Temiz;
Yardım eyla biraz sen de
Yonağ buni yok mi rende
Oyuna çek vur bir kunde
Ğizlat getsin ben na edem
Hasan Torun ;
Sırti geca aşiyermis
Luks soroda yaşiyermiş
Tarlalara duşiyermiş
Gozladacam san na dersın?
Yalcin Temiz ;
Kaşiniyer bitlarindan
Kaçar yilği atlarından
Belli olur totlarindan
Gozlat getsin ben na derim
Hasan Torun ;
Kovanlardan bali çalıp
Lazudi baturmiş gâlıp
Koğta çiftay nişan alıp
Sızladacam san na dersın?
Yalcin Temiz;
Kağdi yurudi serindan
Boguriyer çok derindan
Koltuğunun alt yerindan
Sizlat getsin ben na derim
MÜMTAZ ‘DAN YALÇIN 'LA HASAN' A CEVAP
Bu Hasan'la Yalçın'i ben,
Coplasam mi siz na dersız?
Tığ edıp da öküzinan,
Ğaplasam mi siz na dersız?
Düşacağım peşlarına.
S. çacağım leşlarına.
Dirganinan puşlarına,
Saplasam mi siz na dersız?
İnsan kıyar mi dostuna?
Girmişlar koyun postuna.
Çığıp bunların üstuna,
Zıplasam mi siz na dersız?
Kurutup da tarhanayla,
Soğan, biber, lahanayla,
Bunlari bir mahanayla,
Küplasam mi siz na dersız?
Elime bir dehre kapıp
Ormanın içine sapıp
İkisini kona yapıp,
Diplasam mi siz na dersız?
Mümtaz Temiz (Pançize)
Açıklamalar:
Tığ etmek : Harmanda buğday, arpa saplarını dövenle ufalayıp parçalamak. Saman haline getirmek.
Ğaplamak: Harman sonunda samanı küçük tapanla toplaştırma.
Puş: İnsan veya hayvanların karın bölgesi.
Dip: Meşe, gürgen gibi yapraklı ağaç dallarından kesilip kışın hayvanlara verilen NEKER denilen dal kümelerinin bir araya getirilmesi.
Anadolunun bu kadim geleneğiyle ilgili görüşlerine başvurduğumuz Maltepe Üniversitesi Öğretim Görevlilerinden Edebiyat Profesörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz şunları söyledi;
“Bu gelenek eski zamanlarda insanlar hayvanların da yardımıyla çok güç koşularda tarım yapıyorlardı.
Hayatı eğlenceli hale getirmek için öküzlerin boyunduruğundan oturan Hodak adı verilen çocuklar öküzlerin gidiş yolunu belirlerdi. Elerinde ki kırbaçla öküzleri okşar gibi sırtına vururdular. O esnada da karşı tarlalarda aynı şekilde çift süren akranı olan( hodak) gence sözle sataşırdı. Bazen bu sataşmalar ziraat zamanı bitene kadar sürerdi.
Aynı geleneği çocukluğumda bende yaşadım. Çocukluk yıllarım Ardahan’ın Çıldır İlçesinin bir köyünde geçti. Öküzlerle çift sürerdik yaşıtlarımızla mani tarzındaki sözlerle atışırdık. Zaten yaşadığın ilçe aşıkların en yoğun yaşadı ilçeydi. Ünlü Aşık şenlik bizim ilçede yaşamıştır. “