NE DEMELİ?

Şimdi bu kapıda belki banada bir şey çıkar umuduyla 180 derece bir dönüşle rüzgara sırtını verenlere ne demeli,
Biz Yunusçuyuz, siz Orhancısınız diyerek bizim aleyhimizde atıp tutan sahtekarların, şimdilerde Yunus’u gördüklerinde yolunu değiştirdiklerine şahit oluyoruz, buna ne demeli!
Peki ya Yunus’u satan Orhan’ı satmaz mı?

Atalay’ın vekilliği kesinleştiğinde, Baydar’ı aday yapmadılar, partide ki görevi için ben istifa edeceğim diyen hanımına telefonda “sakın istifa etme Yunus öldü artık Orhan var, boş ver Yunus’u bundan sonra Orhancı ol o bize lazım “diyen ikiyüzlülere ne demeli şimdi?

Şimdi merak ediyorum, her zaman güçlü olanın yanında yer alan, Yunus Baydar geldi ona yalakalık yaptı, Ramazan Korkmaz geldi onunla birlikte poz verdi, Orhan Atalay geldi ona yanaştı, bu zat her yerde şakşakçılık yapar oldu kimsede kardesim sen ne yapıyorsun, insanları aptal mı sanıyor sun? Demedi. Yüzü sığır derisi gibi olmuş, utanmayı, arlanmayı tatile göndermiş olan bu zata şimdi ne demeli?

Peki şimdi ne olacak? Yaylada yayıkta sütünü asılı bırakıp Erdoğan ve Orhan hoca için köye inip , ol nasırlı eleriyle oy kullanan utangaç bir o kadar namuslu, dürüst insanlarımıza partiye tünemiş bazı haramilerin varlığını açıklarken onlara ne demeli?

Posof ‘da Cahit Ulgar, Çıldır ‘da Yakup Azizoğlu, Göle’de Akın İsmailoğlu, bu üç belediye başkanlarının partiye katıkları değer hiç kuşkusuz Orhan Atalay sayesinde olmuştur. Ancak özelikle Yakup Azizoğlu ilçenin çehresini değiştirdi, orada Ak parti oylarının artmasının nedeni hiç kuşkusuz Azizoğlu’dur. Bu bilinçle hareket etikleri için bu günkü Zafer tablosu elde edilmiştir. Bundan kendine pay çıkarıp, yanlızçam ormanında piknik yapanlara şimdi ne demeli?

Partinin gerçek kahramanları gösterişlerde utanıp sıkıldıklarında hep gerilerde kalırken, Ak partiye ömrü hayatında bir oy bile çıkartmamış ihaleci zihniyet ön sıralarda vekilin gözüne girmek için takla üstüne takla atıyorlar. Şimdi size soruyorum bunlara ne demeli?

Birde zıt görüşte Gazeteciler vardı. Şimdi hepsi Ak partili oldu. Duruş yok, ilke yok, ya şimdi bunlara ne demeli?

Benim midem bulandı, değerli okurlarım daha fazla yazamayacağım.
Bu karanlık yüzler, tarih boyunca hep var olmuşlar biliyorum. Ancak bu yüzyılda Anadolu’nun küçük bir ilinde çok daha fazla oluşları vicdanlarda çok derin yaralar açmaktadırlar.
Bilmem anlata bildim mi?
Mehmet Avşar