ONLAR TOPRAKTAN ÖĞRENİP, KİTAPSIZ BİLENDİR

ONLAR TOPRAKTAN ÖĞRENİP, KİTAPSIZ BİLENDİR

Yıllardır liyakat ilkesi hep göz ardı edilince, sorunlar yumağından da kurtuluş zorlaştı. Şimdi 24 haziranda seçim var ve çok sayıda da her partide de aday adayları var. Ancak sadece aday olma şansları oldukları için adaylar, yani hiçbir bilgi, birikim, vizyon ve donanım olmadan aday olanlardan bahsediyorum. Üzücü olan ise bunu sorgulayacak bir mekanizmanın olmayışıdır.

Bu güne kadar çok siyasetçi ve de çok sayıda bürokrat ve akademisyenle tanıştım, tartıştım ve de tanıma fırsatım oldu. Hepside hemen hemen bir birinin kopyası yani farklı bir insanın bakış açısıyla karşılaşmadım, tıpkı gelişen teknoloji eseri makineler gibi onlarında üniversitelerde beyinlerine yüklenen bilgilerin dışında verim göstermediklerini fark ettim. Okulda öğrendiklerinin dışında farklı şeyleri üretmediklerine şahit oldum. Okullarda öğretim var ancak eğitim yok, Türk eğitim sisteminde ciddi bir aksaklığın olduğunun göstergesidir bu!

Bu gün ilkokul mezunu bir ağabeyimizle, Hayrettin Hanoğlu’y la bir çay ocağın da sohbet ederken, söz siyaseten ve ekonomiden açıldı. İnanılmaz dereceden şaşırdım, abi dedim sen üniversite okudun mu? Yok dedi ‘’Mehmet nerede okuma şansımız olmadı, ilk okuldan sonra orta okulu dışarıda okudum.’’ Hayrettin abinin bildiklerini mübalağasız söyleyebilirim ki çoğu profesör bilmez. Zihni o kadar Berrak ki sanki bir derya söyledikleri her şeyin altına imzamı atarım.

Bir anekdotu çok düşündürücü idi, Hayrettin bey, ‘’ Biz ilkokulda iken öğretmen sorardı bize babanız ne iş yapıyor diye, biz utana sıkıla babamız çiftçidir derdik, bazıları da gururla, bize nispet yaparcasına babamız tüccar veye müteahhit yada sanayici derdi. Hal bu ki orada gururlanması gereken biz çiftçi çocukları olmamız lazımken biz utanıyor, onlar övünüyordu. Asıl utanması gerekenler belki de onlardı. Bizim babalarımızın nasırlı ellerinde kan akardı, onların babalarının o vıcık vıcık tombul elleri harama bulaşmadan o kadar serveti elde etmeleri biraz zor olduğunu yıllar sonra ancak bu gün farkına varabiliyoruz. Ancak ne yazık ki, bu gün bile onlardan olanlar itibar görürken , çiftçiler aynı itibarı göremiyor.’’

Evet olayları analiz etme yetisi müthiş, üstelik vizyonlu ve donanımlı biri, doğru dürüst bir eğitim ve öğretim almamasına rağmen, bu gün hangi partide girerse girsin Hayrettin Hanoğlu’na oyumu seve seve veririm. İşte benim hayalimdeki milletvekili veya belediye başkanı adayı diyebilirim.
Belki belediye başkanı veya milletvekili olma şansı olamayacak ama başkanların yada milletvekili adaylarının Hayretin Hanoğlu’n da ders alma şansları vardır, kendilerine bunu öneririm, kendisinde öğrenecekleri çok şey var çok!

Büyük usta Nazım Hikmet boşuna Türk köylüsü için şu mısraları kaleme almamıştı;
Türk köylüsü,
Topraktan öğrenip
kitapsız bilendir.
Hoca Nasreddin gibi ağlayan
Bayburtlu Zihni gibi gülendir.

Mehmet Avşar