Devleti ele geçiren Feto’cu çeteler aynen bukalemun gibi bulundukları ortama uyum sağlamakta üzerlerinde yoktur. Bu yüzden bu çetelerle başa çıkmak bayağı zor gibi gözüküyor. Bunlarla mücadele zorlu ve Çetin olacağı benziyor. Zira bu bukalemunlar ortama göre renk değiştiriyorlar. Şu anda bile iktidar yanlısı vatansever milliyetçi olarak güzel gözükmek için ellerinden geleni yaptıklarına şahit oluyoruz. Darbe gecesi gerçek vatansever ve gerçek milliyetçiler sokaklarda asker kışlaya diye bağırırken onlar pusuda bekliyordu. Darbenin gerçekleşmesi için dualar ediyorlardı. Ancak darbe başarısız olunca bu Feto’cular birden saf değiştirmeye başladılar aslında saf değiştirmemişler sadece uygun ortamı kolluyorlar bir daha yine ellerine fırsat geçerse yine ihanet İçinde olacaklar. Darbe gecesi darbeyi duyar duymaz sokaklara fırladım. Gazeteci olarak iki üç kişiydik. oraya gelenleri de biliyorum. Zaten gelenlerin samimiyetleri konusunda beni hayal kırıklığına uğratan da olmadı. Her partide her görüşte demokrat kişilerdi. Daha sonra darbe bertaraf edildiği için bütün partilerin içine kümelemiş Feto mensupları ellerinde Türk bayrağı yalancı pehlivanlar gibi meydanlarda bağırıp çağırmaya başladılar. Hatta hepimizden çok vatansever ve de demokrat gözükmek için kırk takla atmaya başladılar. Yani bukalemun gibi yine bulundukları ortama ayak uyduruyorlar. Ancak bunların geçmişte Feto’yla yakınlıkları bilinen bir gerçek. Ancak yine de dediğim gibi bukalemun gibi kendilerini Gizliyorlar bir gözleri önde bir gözleri arkada çoğu zaman provokatörlük bile yapıyorlar.
Darbe akşamı gerçek vatanseverler sokaktaydı ve Fetu’cular orada yoktu. ancak şimdi Feto’cular darbe karşıtıymış gibi kendilerini gerçek niyetlerini Gizliyorlar bence en tehlikelisi de budur. Düşmanın gizlisi kadar tehlikeli bir şey yoktur o yüzden eskilerin dediği gibi ‘düşmanım da olsa yiğit olmalı düşmanım da olursa akıllı olmalı’ bunlar düşman bile değil bunlar sinsi bunlar bu ülkenin kanını emmen vampirlerdir. Bana göre bunlar ekmeğimize aşımıza göz koyanlardır.
Ey’ Türk halkı tanı bunları!
Bu topraklarda bunları ayıklamak bu zararlı otları söküp atmak bayağı zaman alacağa benziyor hükümetin işi zor devletimizin işi zor çünkü ortada her ortama uyum sağlayan büyük bir düşman var ve düşman sansar kadar bir bukalemun kadar tehlikeli ustalıkla günlük hayatta işlerini yürütürler. Sineğin sırtına binerler ama belini incitmezler. Bu halkın ne kadar büyük bir halk olduğunu darbe akşamı meydanlara inmediği için bilmeyen, Ardahanlı eski bir siyasetçi halkın aklıyla alay edercesine Feto’cu olduğunu gizliyor ve basına darbeye karşıymış gibi demeç veriyor. Görüldüğü gibi bunlarla mücadele etmek zor gibi gözüküyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaveri bile feto’cu çıktı.
Elle başlarının yakalanması belki Bir çözüm olabilir yoksa Pennsylvania’daki zat orada durduğu sürece bu tehlikeli örgüt kolay kolay yok olmayacaktır çünkü toplumun bütün hücrelerini sirayet etmiş durumdalar kendilerini gizlenmeyi çok iyi biliyorlar.
ONLAR,‘’BAKALIM GÖRELİM ONA GÖRE DAVRANALIM’’ DİYENLERİN AKSİNE MEYDANA KOŞUP TEPKİLERİNİ GÖSTERDİLER
Bundan dolayıdır ki gerçek vatanseverlere ihtiyacımız vardır. Mesela Milletvekili Orhan Atalay gibi işin başında beri bunların ne kadar tehlikeli olduğunu söylemişti ve dedikleri de bir bir çıkmaya başladı. Darbe gecesi ‘’ben kefenimi giydim de geldim’’ diyen Ardahan il özel idare genel Sekreteri Hakkı özgür gibi, ARÜ Rektör adayı Şeref Kılıç mesela darbeyi duyar duymaz gelenlerin başındaki isim henüz meydanda birkaç isim toplamışken o diğerleri gibi bakalım görelim demeden ilk gelenlerin arasındaydı ve tepkisini ortaya koyduğuna şahit olduk. Zaten her zaman dürüst ve demokrat kişiliğiyle Ardahan halkının gönlünde taht kurmuş olan Kılıç, bu sevgiyi ve saygıyı neden hak ettiğini bir kere daha ortaya koyduğunu gördük. ‘’milli iradeye kimsenin müdahale etmesine izin vermeyiz’’ diyen Vali İbrahim Özefe gibi, darbe akşamı ordusuyla cuntanın karşısında duran emniyet müdürü Selami Hüner gibi ve daha hatırlamadığım diğer siyasetle uğraşan ve de bazı değerli bürokratlar ve de kadim halkımız gibi bunlara daha çok büyük iş düşüyor ve bunlara sahip çıkılması gerektiğini inanıyorum sapla samanı birbirine ayırt etmenin zamanı geldi artık.
BUNLARIN YAPTIĞINI SABETAİSTLER BİLE YAPMADI
1492 de İspanyol zulmünde kaçan Yahudilerin Osmanlılar tarafında kucak açılmış olmasına rağmen, sabetay sevi adında bir hahamın kendisini haham olarak Mesih ilan etmesi daha sonra padişah IV Mehmed’in huzuruna çıkarılırken ölüm korkusundan dolayı Müslüman olduğunu ve adını Mehmet olarak değiştirdiğini söylemesi üzerine affedilir. Ancak şeyhülislam Vani Mehmed Efendi ‘’Adım gibi eminim ki bu adam Müslüman olmadı. Ancak ne çare dinimiz görünüşe itibar eder’’ demekte kendini alamamış olması tarihin tekerrürden ibaret olduğunu bir daha göstermiştir. Ne tesadüftür ki Feto’cuların bunlar gibi İslamiyet’le hiçbir alakalarının olamamasına rağmen Müslüman olarak mangalda kül bırakmamaları Siyonizm’in bu topraklarda hala var olduğunun göstergesi. Bilindiği gibi Feto’cularda Feto’nun Mesih olduğu iddiasındalar.
MEHMET DOĞU AVŞAR