Sitedeki Yeriniz : Ana Sayfa » Haberler » Dünya tehlikeli dönemece girerken

Dünya tehlikeli dönemece girerken

 Fotoğraf

Bilim ve teknolojini gelişimi, insanoğlunun maneviyatında çok şeyleri de götürdüğü bilimsel bir gerçek haline geldi. Gelişmiş ülkelerin bir çoğun da insanların refah düzeyleri maxumum düzeyde olmasına rağmen, intiharların, ruh hastalıklarının ve sosyal çöküntülerin önüne geçilemiyor.
Bilindiği üzere, Birleşmiş Milletler, milletlerin mutsuz bir yola girdiğini, sosyal yaşantıların tertemiz bir maneviyata gebe olduğunu, dünyada gıda güvenliği ve fakirlik konularında çözüm olarak aile çiftçilerinin desteklenmesi gerektiğini belirterek, 2014 yılını "Aile Çiftçiliği Yılı" seçti.
Birleşmiş milletler, teknoloji karşısında insanların mutlu yaşaması için doğasında var olan bir  çok değerin teknolojik yeniliklerin karşısında erimekte olduğunu gördüğü için aile çiftliklerin önemini geçte olsa her ülkeden önce kavramıştır.
KÜÇÜK ÇİFTLİK SAHİPLERİ DÜNYA YİYECEĞİN  YÜZDE 70’İNİ ÜRETMELERİNE RAĞMEN, DÜNYADA AÇLIK ÇEKEN YÜZDE 50’Yİ OLUŞTURUYORLAR
2014 yılının Birleşmiş Milletler Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı seçilmesi ile, IFOAM da aile çiftçiliğini güçlendirmek ve desteklemek için herkesi toplu halde hareket etmeye davet ediyor. Küçük çiftlik sahipleri dünya yiyeceğinin %70'ini üretmelerine rağmen, dünyada açlık çeken %50'yi de oluşturuyorlar. İklim değişimiyle ortaya çıkan kuraklık, sel, tahrip edici yağmur ve rüzgar gibi aşırılıklar, küçük arazi sahiplerinin çiftliklerini ve geçimlerini tehdit ediyor. Organik tarım ve diğer ekolojik tarım modelleri, bu gibi zorluklarla mücadelede bilimsel çözümler sunarak, küçük çiftçiler ve aileleri için refah sağlıyor.
Kırsal ekonomilerin sürdürülmesini ve biyoçeşitliliğin devamını sağlayan bu ailelerin ve küçük çiftçilerin gıda üretimindeki önemli rolünün bilincinde olan IFOAM Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı'nı heyecanla karşılarken, bir yandan da söz konusu çiftçilerin yaşamını yoksullaştıran zorlu şartlara dikkat çekiyor.
Doğanın tahribi, sağlığını yitiren insanlar ve adil olmayan bir gıda sistemi. Birbiriyle bağlantısızmış gibi duran üç farklı konu, ancak gıda ekseninden baktığımızda hepsi bir bütünün parçaları. Yoğun girdili, az insanlı, monokültür tarım bir yandan toprak ve su gibi kısıtlı kaynakları aşırı kullanıp, kirletirken ve yüksek enerji miktarına bağımlı hale gelirken diğer yandan bu tarım biçiminin son ürün olan gıdalar da insan sağlığını tehdit ediyor. Bu tarım biçiminden sosyal olarak en zarar gören kesim ise küçük üreticiler. Her geçen gün rekabet şansını yitiren küçük üreticiler aslında tarım pratikleri sayesinde hem doğayı koruyabilecek hem de sağlıklı gıdalar üretebilecek potansiyele sahip. Öte yandan küçük üreticinin kendine yeterli şekilde yaşamını sürdürdüğü bir düzen gerçek anlamda sürdürülebilirliğin anahtarı. Bu nedenle aile tarımını destekleyecek üretici - kullanıcı zincirleri oluşturulmasına destek olmalı ve hatta bu zincirlerin içinde bulunmalıyız.
İnsan oğlu doğduğu yerde doymalı çünkü medeniyetinde tabiatında bu var.
Geçmişten günümüze yansıyan güzel şeyleri teknolojiye boğdurursak, insanlığın geleceği kabusa döner. Zira;
Teknoloji insan öldürmeyi kolaylaştırıyor.
Teknoloji aynı zamanda insanlığı da öldürmeyi kolaylaştırıyor.
Teknoloji insanoğlunun maneviyatını yok ediyor.
Burada önemine binaen işin bu boyutuna vurgu yapmak istiyorum. Zira günlük hayatın ve sanal girdabın içinde zihnimiz, gönlümüz, irademiz kaybolup gidiyor ve biz bunun farkında değiliz.
Peki size soruyorum, yaşı 40’ın üzerinde olanlar söylesin;
Çocukluğunuzdaki, oyunları, komşuluk ilişkilerini, insanlıkları, avuç dolusu güldüğümüz günlerimizi, hafızanızı bir yoklayın.
İnsanlığın nasıl bir yolla girdiğinin farkındasınız değil mi?
Ya internet bir parçamız haline gelirse? Etrafımızı sarıp kullandığımız her şeyle iç içe geçerse? ...
İnternet şu anda bile dört bir yanımızda. Yıllardır arabaların bilgisayarları vardı, şimdi de internete bağlanıyorlar. Sırada evler var. ... Buzdolabı, derin dondurucu ve çamaşır makinesi çevrimiçi çalışacak.
... En büyük atılım makinelerle bütünleşip internetin ağına tam düştüğümüzde gerçekleşecek. Bu çılgınca görünebilir. Ama aklı başında pek çok insan o yöne gittiğimizde hemfikir. Bu duruma "tekillik" diyorlar. Yani biyoloji ve teknolojinin birleşmesiyle insan ve makinenin bir bütün olması.
Tekillik düşüncesinin en ünlü savunucusu Google'ın finanse ettiği Singularity (Tekillik) Üniversitesi rektörü, yapay zekâ ve bilgisayar uzmanı Ray Kurzweil. ... Kurzweil 2029'a kadar bilgisayarların insanlardan daha akıllı olacağına inanıyor.
Gelecekte insan ve robot karışımı sibernetik organizmalara dönüşeceğiz. ... Nihayetinde biz internetin bir parçasına dönüşeceğiz
Bizler bu ağa düşmeyelim, kendimizi ve ailemizi koruyalım. Radikal ve zor kararlar almamız gerekse de bu girdaptan kurtulalım.
Anılardan  bahseden, gelecek için hayal kuran, şakacı, güleryüzlü ve hoş sohpet insan nesli tükeniyor, hata son günlerini yaşıyor. Gelecekteki insan neslini düşünmek bile istemiyorum.
Mehmet Doğu AVŞAR


02:30, 03.12.2014


Haber Yorumları

DOĞU GÜNEŞİ GAZETESİ ARDAHAN'DA GÜNLÜK YAYIN YAPAN MÜSTAKİL VE SİYASİ BİR GAZETEDİR. İLETİŞİM; SAHİBİ VE GENEL YAYIN YÖNETMENİ MEMET AVŞAR; 05414757500