'DİK DUR EĞİLME, BU HALK SENİNLE'

Anadolu toprağının her  karışına nakış nakış işleyen Erdoğan  sevgisini söküp atmanın mümkün olamayacağını birileri hala anlayamadı. Öte yanda  değişime ve gelişime karşı kendi önlerine set çeken  muhalefet partilerinin de yıllarca bu topraklarda yaratıkları korkunun da diken gibi işlendiğini fark etmeyecek kadar  yeteneksiz olan genel başkanlarla seçimi kazanmalarının olanaksız olduğu da  bilmeleri gerekir.. Bu halk sağ, sol olaylarıyla kardeş katliamlarını unutmadı,  suçsuz yere asılan binlerce evladını unutmadı. Özelikle Dersim  (Tunceli) bunu unutmadı, Kılıçdaroğlu kendi memleketi olan Tunceli’de seçimi kaybetti. Çok merak ediyorum acaba bir öz eleştiri yapma ihtiyacı duyabilecek mi?
Yoksa halkın büyük bir çoğunluğunun sevgisine mazhar olmuş bir lidere, diktatör, baş çalan, recoş, recep, hırsız gibi ifadeler kullanarak, hakaret ederek bir yere varılmaz. Siz yapabileceğiniz güzel bir projeniz varsa ondan bahsedin. Halkla muhalefet etmeyin, halkın yanında olun yada ‘Halkçı’ kelimesini partinizin isminin içerisinde  çıkartıp yerine  ulusalcı yada milliyetçi kavramlarını koyabilirsiniz mesela..
Söyleye  söyleye,
Yaza yaza dilimizde tüy biti.
Ancak bir eliyle burnunu tutup bir eliyle oy uğrunu yapmacık tavırlarla halkla tokalaşan muhalefet partileri bundan sonra nasıl bir yol çizeceklerini merak ediyorum  doğrusu. En azında bu kadim Anadolu halkına karşı bir öz eleştiriden bulunabilirler.  Önümüzdeki genel seçimlerde Milletvekili adaylarını seçerken, halkın görüşüne baş vurabilirler. Parti merkezinin seçtiği adaylara parti hatırına oy vermek zorunda kalan halk bu zor seçimlerinde böylece kurtulmuş olurlar.
Tıpkı Ardahan’da olduğu gibi halk Enser Öğüt’ü sevmediği halde parti hatırına oy vermek zorunda bırakılmıştır. Öte yanda bunun cemresini de  seçileceğine kesin gözle bakılan Mete Özdemir, çok az bir farkla seçimi kaybetmesinde beli olmuştur.  Türkiye öyle bir ülke ki birileri birilerinin hatırına, birilerinin yüzü suyu hatırına halk sevmese de oy vermek zorunda bırakılabiliyor.  Tıpkı Recep Tayyip Erdoğan ve Prof. Dr. Orhan Atalay’ın yüzü suyu hatırına birilerinin Ardahan’ı alması gibi.