Sitedeki Yeriniz : Ana Sayfa » Haberler » Gelmesi zor, gitmesi zor il; Ardahan

Gelmesi zor, gitmesi zor il; Ardahan

Gelmesi zor, gitmesi zor il; Ardahan
Ardahan ülkemizin Kuzey Doğusunda iki sınır kapısısıyla farklı bir konuma sahip nadir ilerimizin başında geliyor. Öyle ki Ardahan ‘a başta gönülsüz gelen bürokrat ve memurlar tayinleri başka ilere çıktığında buruk bir şekilde ayrılıyorlar.
İşte son zamanlarda Ardahan ‘da görev yapmış sonrada tayinleri çıkıp gitmiş olan ancak hiçbir zaman bu kadim kenti unutamayan bazı bürokrat, memur ve askerlik görevini bu kente yapmış insanların gazetemiz muhabirine Ardahan ile ilgili anlatımları:
İbrahim Şan; Eski Ardahan Ziraat Bankası Müdürü ; Şan,”Ardahan’da 3,5 yıl görev yaptım, anlatılacak o kadar çok şey var ki yaptığınız çalışmaya sığmayabilir.
Öncelikle Ardahan’ın Doğunun en organik şehri olduğunu düşünüyorum. Gördüğüm kadarıyla sadece peyniri, kaşarı, balı değil insanı da organik. Bir defa genel itibariyle doğallar kesinlikle rol yapmıyorlar, iyisini de kötüsünü de biliyorsunuz bu özellikte insanı güvende ve rahat hissettiriyor. Aynı zamanda son derece misafirperver ve sıcak insanlara sahip bir şehir, bunun yanında doğudaki diğer şehirlere nazaran daha medeni bir yapıda olduğunu da söyleyebilirim. Kozmopolit bir yapıya sahip olmasına rağmen ortak bir kültürün oluştuğunu ve insanların iyi ve kötü günlerinde hep birlikte olduğunu görebiliyorsunuz. Memleketlerinde görev yapan dışarıdan gelen görevlilere karşı son derece saygılı davranmaları, sahiplenmeleri ne  kadar naif ve ne kadar özel insanlar olduklarını anlatıyor aslında.
Bir eleştiri olarak şunu ifade etmek isterim, toplumsal ilişkilerdeki samimiyet ve doğallıktan kaynaklı olarak ta bürokratik anlamdaki her çıkmazda şartları mevzuat çerçevesine uygun hale getirmek yerine siyaseti veya tabiri caizse adam bulup hallederimi kullanmaya çalışan az da olsa bir kesimin olduğunu düşünüyorum. Bu durumun sadece Ardahan’da değil aslında tüm doğu illerinde yaşandığını da unutmamak lazım.
Bence şehrin gerçek değerinin anlaşılabilmesi ve daha çok tercih edilebilmesi açısından diğer şehirlerle ulaşım imkanlarının kolaylaştırılması ve çeşitlendirilmesi (uçak, hızlı tren vs.) gerektiğini düşünüyorum. Böylece; sağlık ve eğitim hizmetleri gibi kamu hizmetleri daha iyi verilebileceği gibi kendi arasında rekabeti ve kaliteyi de artıracaktır.
Ardahan günleri benim için çok farklı bir deneyime ve mesleki anlamda da çok ciddi tecrübeler edinmeme neden olmuştur. Mutlu bir şekilde ayrıldığım bu güzel şehirde halen çok sayıda dostluk ve arkadaşlıklarım var. Ara ara gitmeye devam ediyorum, oradaki samimiyeti ve doğallığı görmek beni sevindiriyor. Bu yüzden Ardahan’ı ve Ardahan’lıları çok seviyor, en güzel anılarımda saklıyorum.”
Okan Marangoz ; Ardahan Valiliği eski Basın Müdürü;”
Sevgili Ardahan, ilk karşılaşmamız Kasım ayı idi, rüzgarlı bir bir akşam sonrası karlı bir gündü. Bir süre sonra ise 24 aylık yeni bir hayatın başlangıcı idi. Söylentiler kış aylarının cok soğuk geçtiği idi. Ancak Ardahan sıradan bir şehir değildi. Denizden 1800 metre yüksekde adeta göğe komşu topraklarda, etrafı dağlarla çevrili, büyük bir ovaya sahip, adeta sizin yolunuzu gözler gibi büyük bir özlemle karşılar sizi. Havası, suyu tertemizdir. İnsanları sanki içlerinde dünyanın özlemini taşır. Her yanı tarih kokar, havasını soluyan suyunu içen asla unutamaz Ardahan'ı, Ardahan kal der o der ki gitmem gerek. Kalanda da gidende de kalır bir özlem. Her iki taraf da bastırır hislerini, yaşarken asla unutamazsın. Bir yanın hep yarım kalmış gibidir. Ardahan yol gözler, sense bastırırsın içindeki o başı dumanlı tepelerin, uçsuz bucaksız ovanın hasretini. O bir şehir ki onu her anıșımda içim hep bir buruk kalır. Ama hayat buya, kader başka söyler. Başka topraklarda doğmuşsun ama öylesine bir şehirde hayatının bir zaman dilimini orada geçirmişsin kısada olsa, Hasretlik bir yana, Ardahan kadim şehir, atayurdumuza açılan kapı, atayurttan ana yurda giriş kapısı, uzaklardan dünya şehri İstanbul'a hasret dolu bir bakış, özlem dolu bir yaşayış. Kadim şehir Ardahan, sen çok daha güzel imkanlarla dolu olmalıydın. Kısa da olsa yazı ayrı, kışı ayrı güzel yayla şehri, Bülbülalan Yaylası, Çıldır Gölü, Yalnızçam ormanları ve kayak merkezi ile çiçek kokulu ovaları, kaşar peyniri, balı ile ünlü Ardahan, büyük baş hayvancılığın merkezi bir kısrak boyu gibi uzanan Kura nehri, kaleler şehri, biraz nüfusu artsa gör bak neler olacak, soğuk olması çözümsuz değil, ondan daha soğuk şehirler var. Işıl ışıl hayat dolu, neden Ardahan da değişik yaşam alanları ile kış ve doğa turizminde harika bir şehir olmasın. Çıldır Göl'üne güzel bir plaj,  merkezde uygun bir yere (buz pisti) kış sporları merkezi, orta halli et-süt ürünleri üzerine bir iki işletme, bir iki sosyal yaşam alanları ile birazda sağlık alanlarına yatırım yapıldı mı gör bak Ardahan'ı, şehrin uygun yerlerinde et-balık yeme içme yerleri ile de haftasonu aktiviteleri daha da canlı olacağı kanaatindeyim. Ardahan, candır, özlemdir.
      Kısacası Ardahan, özel bir yer demek, özlem dolu bulutlar, göğe komşu olmak, enerji koridoru, kristal kar dünyası, doğallığın doğası, geleceğin yaşam şehri.”
Safet Azbay: Ardahan ‘da askerliğini yedek Subay olarak yapmış ve terhis olduktan sonra “Ardahan benim ikinci memleketim “ diyerek gittiği her yerde insanlara Ardahan ‘a olan hayranlığını anlatmış.
Azbay,”ARDAHAN BENİM İKİNCİ MEMLEKETİM
Vatani görevimi 12 Ağustos 2009-16 Ocak 2010 tarihleri arasında kısa dönem asker olarak Serhat Şehri Ardahan’da yaptım.
Doğrusu yedek subaylık sonuçları açıklanıp yerimin Ardahan olduğunu öğrenince epey üzülmüş ve sabaha kadar uyuyamamıştım. Yolculuk da bu anlamda derin düşüncelerle geçmişti. “Nereye gidiyorum?” diye kaygılarım vardı. Ardahan denince aklıma ilk etapta soğuğu geliyordu. Ama orada geçirdiğim 5 ayda halkının sıcaklığı ve mertliğiyle karşılaştım. Bir yaz günü geldiğim şehirden karlı kış gününde ayrıldım. Görevimim gereği günün büyük bölümünde şehir merkezindeydim. Acemi birliğimi 25 Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’nda, usta birliğini Aziziye Kışlası’nda yaptım. Tarihi Aziziye Kışlası’nı hiç unutamam. Ya kışlanın ortasından geçen Kura Nehri’ni. Ya da PTT karşısındaki (ismini unuttum) berber dayıyı. Beni çok severdi. Bir de Antep Sofrası vardı hiç unutmam. Beni en çok etkileyen tarafı ise insanının askere karşı olan sevgisi. Bizi her yerde bağırlarına basarlardı.
Çok anım var. En çok da kışın çetin şartlarında çarşıda gezerken sobada ısıtılan çayı demlemek. Ardahan halkının yüreğinin sıcaklığı ayrı bir tat katıyordu çaya.
Aradan 12 yıl geçmiş ama ilk günkü gibi heyecanı var bende. Mehmet Avşar kardeşime defalarca ifade ettim nasip olursa Ardahan’a gelip anılarımı tazelemek ve haber yapmak istiyorum. Çünkü benim mesleğim gazetecilik. Ardahan’ı ikinci memleketim olarak görüyorum, çok özlüyorum. İyi ki böyle kadim ve tarihi, insanı mert olan bir şehirde askerlik yapmışım. Bir daha imkan olsa yine Ardahan’da askerlik yapmak isterim.
(SAFFET AZBAY -GAZETECİ VE TRT KURDİ SPOR YORUMCUSU)”
2 Yorum
Saffet Azbay
Çok teşekkür ederim değerli meslektaşım Mehmet abi.
Ardahana karşı ayrı bir muhabbetim var.
Çok özlüyorum.
İnşallah tekrar görmek nasip olur


11:57, 28.10.2021


Haber Yorumları

DOĞU GÜNEŞİ GAZETESİ ARDAHAN'DA GÜNLÜK YAYIN YAPAN MÜSTAKİL VE SİYASİ BİR GAZETEDİR. İLETİŞİM; SAHİBİ VE GENEL YAYIN YÖNETMENİ MEMET AVŞAR; 05414757500