Sitedeki Yeriniz : Ana Sayfa » Haberler » 'Bir musibet, bin nasihatten iyidir'

'Bir musibet, bin nasihatten iyidir'

 Fotoğraf

Toplum olarak çok yanlışımız var, bunu inkar etmek kafasını kuma gömek demektir.
Sabah yatağında kalkan çocuğumuzun bakala koşup küresel kapitalizmin önümüze sunduğu zehir barındıran ancak insanı yavaş yavaş ölüme götüren zararlı gıdaların zararlarını bile idrak edemedik. Yerlilik ve millilik hep sözde kaldı. Köy ürünlerini tüketmeyen, yerli malı tüketmeyen obez çocuklar çıktı birden piyasaya kimse dönüpte bize neler oluyor demedi.

Peki 6 yaşındaki çocuğumuzu bile kapitalizmin yıkıcı etkisinde koruyamazken, yalanda yalancı pehlivan rolündeki insanlarımızın karanlık yüzlerinin varlığı ülke için en büyük tehlike değil midir?
Bu yüzleri aydınlatmak için ne yaptık? Karanlık yüzleri aydınlatmasak, ülkemize birileri hep çelme takacaktır.

Sığara izmaritini çöp kutusu yerine ortalığa atarken vicdanınız sızlamazken, dolara karşı olan tepkinizin ne anlamı olabilir ki?

Üretmek yerine, tembelliği seçtik.
Size şahit olduğum bir anektodumu anlatayım. Geçenlerde haber için kısır dağında bir yaylaya gittik. Bir vatandaş bizi yaylasına davet etti. Yemek filan ikram etmek istedi. Ben ekmek, peynir yeterlidir dedim.
Evin hanımı; ‘vala peynir yok ama reçel ile zeytin var , sütü biz zavota veriyoruz. Peyniri kendimiz bile parayla alıyoruz. ‘ sütü kaç liradan satıyorsunuz? Dedim, “1 tl. “Dedi. Bu çok acı bir tablo, inananın ağlamamak için kendimi zor tuttum.

Yani on çay bardağı süt 1 tl.
Sonra içimde dedim ki doların yükselmesinde sende sorumlusun. Benim saf köylüm.
Elbette ABD ‘ nin ve diğer kapital ülkelerin ülkemize karşı oyunları olacaktır.
Ama bizimde ülkemize dışarda gelebilecek saldırılara karşı planlı programlı projelerimizin olması gerekmez mi?

Türkiye’nin arsası kıymetli

Başkan Erdoğan’ın başkanlığında ki Türkiye tarihinin en büyük zaferini bu günlerde yaşıyor. Çoğu beceriksiz bürokrat, politikacı ve bakana rağmen. Bunca dış ve iç düşmanlara rağmen, 21. Y. Yılın savaşları ekonomi üzerine yapılıyor. Bu yüzden bu günlerde biz top yekün bir bağımsızlık savaşının tam ortasındayız. Başkan Erdoğan’ın dediği gibi dünyanın dört bir yanına dağılıp ülkemiz için, geleceğimiz için ticaret savaşına katılmalıyız.

İyi bir seyirci olmaktansa, kötü bir boksör olmak daha iyidir. Hayatı seyretmek yerine içine dalmalıyız. Asıl kurtuluş savaşı budur.

ABD esaretine direnen kaç lider gördünüz?
Şimdi tam bağımsız bir ülke var tepside çiçekler içinde olmasada, bağımsızlığın ve özgürlüğün tadını ben şahsen ne bulgura, ne pirince nede milyon dolarlık arabalara değişmem.
Dolar çıkmış inmiş, ticaret sekteye uğramış bunların hiç biri neden değildir , ahlayıp vahlayıp dizimizi dövmemize.

Bu musibetin bir gün bizi bulacağını söyleye söyleye dilimizde tüy bitti. Ancak halkımıza anlatamadık. Çiftini çubuğunu bırakıp işkur da işe girmek onlara daha konforlu geldi. Habire yan gelip yatık.

Traktörünü, tarlasını, ineklerini satıp İstanbul’a göç etiler, garsonluk yapmaya, bulaşık yıkamaya razı oldular. Bir günde kazandıklarını, bir ayda kazanmaya razı oldular. Köyde ağa iken , şehirdeki marabalarıyla işe gidip geldiler. Yinede “ keşke on sene önce İstanbul’a gelseydim” dediler.
Unutma ki!
Kapitalist zihniyet bedava olan suyu boya katıp satmak için önce o suyu alacak enayi toplumu yaratı sonra fabrikasını açtı. Yani Allah’ın bize sunduğu bedava olan suyu bile parayla aldık.

Evet toplum olarak hepimizin düşmanın elini güçlendirmemizde payı oldukça büyük, önemli olan bundan sonra bu dolar musibetinde ders alıp ona göre yaşamımızı sürdürmemizdir.

Şimdi değerli bir arsanın üstünde yaşamanın onuru ve güçlü bir liderin arkasında yürümenin gururunu yaşıyoruz. Bu bir fırsattır tarih ilkez bize bir şans vermiştir. Özgürlüğün tadını çıkartmanın zamanı artık. Unutmayın hiç bir şey özgürlüğün yerini tutmaz. Şimdi üretmenin ve ülkemize katma değer katma zamanı.

Şairin bir şiirinde dediği gibi,

Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.
Safları sıklaştırın çocuklar,
bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.
Bu mazlum coğrafya bu kan emicilerden çok çekti. Bu yüzden,
Kahrolsun ABD.

Mehmet Avşar


22:00, 15.08.2018


Haber Yorumları

DOĞU GÜNEŞİ GAZETESİ ARDAHAN'DA GÜNLÜK YAYIN YAPAN MÜSTAKİL VE SİYASİ BİR GAZETEDİR. İLETİŞİM; SAHİBİ VE GENEL YAYIN YÖNETMENİ MEMET AVŞAR; 05414757500