Sitedeki Yeriniz : Ana Sayfa » Haberler » BENİM SADIK YARİM 'ARDAHAN'

BENİM SADIK YARİM 'ARDAHAN'

 Fotoğraf

Bende Ardahan’ımız  için oradaydım. Ardahan’ın orada ki konumu da Türkiye haritasında ki yerini andırıyordu. Orada da salonun bir köşesindeydi. Fidan ninenin boynu bükük  Damal bebekleri, sadece iki firmanın kaşarı ve birkaç kavanoz bal ile Ardahan üniversitesinin kimsenin ilgisini çekemeyen  birkaç dergi ve broşürle sergilediği up uzun bir stant. Açılan serginin başında  ne bir görevli vardı ne de zaten ziyaretçi vardı. Evet bu yılda  Ardahan’ımızı ve üniversitemizi sesiz sedasız tanıtmadan geri döndük.

Öte yanda İstanbul’a gitmişken, tesadüfen  Ardahan derneklerin bazı başkanlarıyla bir araya geldik. Hepsinin ortak bir derdi vardı. Fakirlik değil, Fakirin başkanlığı. Kısa zamanda analizimi yaptım. Bu Fakir bunlara demiş ki bundan sonra öyle şatafatlı  kaz geceleri yok. İçi boş kaz gecelerin kalkması gerekir. Fakir başkanın bu davranışı  Ardahan’la kazlardan başka bir bağı kalmayan hemşerilerimizi bir hayli kızdırmış görünüyor. Anladım ki bunların Ardahan diye bir dertleri yok. Zira dediğimiz gibi bunların Ardahan’ın kazından, peynirinden ve balından faydalanmanın dışında bir dertleri yok. Ardahan geriye gitmiş, Ardahan yok olmuş, umurlarında bile değil.

Bu bazı Dernek başkanları, seçtikleri federasyon başkanın başarısız olması için ellerinden geleni yapıyorlar. Eğer fakir yılmaz başarılı olursa sağladıkları vesayetleri ve saadetleri kül dağı gibi savrulup yok olacak diye korkuyorlar.

Ve yine anladım ki adamların derdi üzüm yemek, bağ umurlarında değil, ancak öyle bir akıl tutulmasına şahit oldum ki, anlatılması gerçekten güç. Bir insan bu kadar mı memleketini hor kullanır. Bağ olmasa üzümü nerede bulacaksınız akılarına bile gelmiyor.
  Yahu sizin beğenmediğiniz, gözünüzün önünde duran dünyanın en güzel yerinden bir inci gibi keşfedilmeyi bekleyen bir memleket var. Allahtan korkun, işte o memleket Ardahan’dır. sizin İstanbul deyip te baş tacı yaptığınız, dev bir gün sizi yutacaktır. Haberiniz bile yok. Şimdiden zaten insanlar kanserden ölmeye başlamış durumdalar. Sebebi çok açık işlenmiş sanayi ürünler ve gazlı içecekler. Yani organik olmayan bütün besinler kanserin ana nedenleri arasında yer almaktadır. Her sene güz aylarında memleketten gelen organik ürünler olmasaydı bir çoğunuz belki bu gün hayata bile değildiniz. Peki sizler  bu güzelim memlekete olan vefa borcunuzu nasıl ödeyeceksiniz. Yoksa Derneklerin bir takım ayrıcalıklarından faydalanarak, kahvehane olarak kullandığınız  o yerlere bu güzelim memleketin ismini yazarak, kirleterek mi? Ödemeyi düşünüyorsunuz.

Yılda binlerce ton yem bitkimiz dağlarda ovalarda hayvanlara yedirilmeden ve biçilmeden göz göre göre kuruyup heba edilmektedir.. Yazın hayvanların ulaşamadığı dağlar ve zozanlar mevcut.
Bari yazları baba ocağına sahip çıkın. Bağınızı bahçenizi hor görmeyin ve sahipsiz bırakmayın. Köylerimizden yalnız bırakılan yaşlılarımızın yanındaki yerinizi alın. Bir gazeteci ve bir Ardahanlı olarak göçü tersine çevirmenin peşindeyiz. Fakir Yılmaz’da bende burada yaşıyoruz. Her ne kadar bir ayağımız dışarıda da olsa, her ne kadar muktedirlere söz geçiremiyorsak ta, her ne kadar siyasiler, STK ‘lar  ve üniversite rektörü memleket sorunlarına duyarsız olsalar da,  projeler üretip Ardahan için kurtuluş reçeteleri hazırlamak bizim ödevimizdir. Bu gün anlaşılmamakta, yakın tarih bizi de, göceden Ardahanlıyı da, Rektörü de,  siyasileri de, STK Başkanlarını da en iyi şekilde gelecekte yarılayacaktır. Kimiz berat, kimimiz mahkum olacaktır. Ancak çok iyi bildiğim bir şey var biz ne kadar nankör ol sakta Ardahan’ımızın gönlü yücedir o yine bizi affedecektir.
Sizlere aşık Veysellin dizeleriyle veda etmek istiyorum. Hepinize iyi pazarlar,




KARA TOPRAK

Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sâdık yârim kara topraktır

Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sâdık yârim kara topraktır

Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sâdık yârim kara topraktır

Âdem'den bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyva yedirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sâdık yârim kara topraktır

Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttım tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sâdık yârim kara topraktır

İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadık yârim kara topraktır

Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sâdık yârim kara topraktır

Dileğin varsa iste Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sâdık yârim kara topraktır

Hakikat ararsan açık bir nokta
Allah kula yakın kul da Allah'a
Hakkın gizli hazinesi   toprakta
Benim sâdık yârim kara topraktır

Bütün kusurumuzu toprak gizliyor
Merhem çalıp yaralarımı düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sâdık yârim kara topraktır

Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sâdık yârim kara topraktır


GAZETECİ/YAZAR-MEHMET AVŞAR


11:28, 07.02.2016


Haber Yorumları

DOĞU GÜNEŞİ GAZETESİ ARDAHAN'DA GÜNLÜK YAYIN YAPAN MÜSTAKİL VE SİYASİ BİR GAZETEDİR. İLETİŞİM; SAHİBİ VE GENEL YAYIN YÖNETMENİ MEMET AVŞAR; 05414757500